Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki merhamet olunabilesiniz.(Hucurat 10) Son zamanlarda belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz özlemini çektiğimiz duygu, kardeşlik duygusu olsa gerek. Merhum Aliyaİzzetbegoviçin vurgulamak istediğide bu olsa gerek.”HEDEFİMİZ: Müslümanların İslamlaşması, SLOGANIMIZ’ın ise İnanmak, mücadele etmek ve yeniden dirilişimize vesile kılınmasıdır.” Bu durumu iseİslam’ı hayatımıza ve şahsiyetimize yeniden katmak kaydıyla yapmış oluruz.  Batı bizlere İslam’ı diri, mücadeleci ve insanlık için hizmet algısından çıkarıp, kutsallarıyla beraber kendi halinde kimseyi rahatsız etmeyecek şekilde, mabedlerinde yapacakları ibadetlerle meşgul kitleler haline getirdi. Bizlerde kaybedecek dünyalıklarımız çoğaldığı için bu durumdan memnun hale gelmiş bulunmaktayız.

Son birkaç yüzyıldır İslam; Kuran ve peygamber sünnetinden uzak bir şekilde hizmet görmekte ve hizmet vermektedir.Nefsimizin ve çevremizin hoşnutluğu için İslam’ı bir kenarda tutmalıydık. Maalesef öylede oldu. Bugün deist bir inanışa doğru sürüklenen bu anlayış gittikçe yaygınlaşmakta,  özelliklede gençler arasında. Şöyle; Bunlar az yada çok Allah’a inanan, arasıra ibadet eden, bayramları kutlayan, dinin bazı ritüellerini yerine getiren, İslam adına çalışmalardan kaçan, ticarette yalan söyleyen ve aldatan, yaptığı kötü davranışlar karşısında vicdan azabı duymayan, sahip olduklarını karakter düzensizliği ile koruyan, güçlülerle beraber görünerek, ikbal kazanan kimselerdir. İslam dünyasında yaşadığımız yanılgılardan biride bu coğrafyada yaşananolayların, olguların İslam’ın prensiplerinden kaynaklanıyormuş algısıdır. Bu algıyı değiştirmeliyiz. İslam’ın yapıcı ve düzelticiliğini her şartta ve her koşulda dile getirmeliyiz.

Yeniden silkelenip kendimize gelebiliriz. Çünkü İslam bizi olumsuz etkileyecek her türlü dış etkiye karşı koruyacak bir dindir. Yeniden gerçek İslam’ın ruhunu ve sözünü oluşturan, ilk Müslümanlar gibi olmalıyız.  İslami eğitime ve bunun yanında fen ve sosyal bilimlere ağırlık vermeli, yitiğimiz olan ilmi yeniden aramalı, bulmalı, almalı ve uygulamalıyız. Çok bilme hastalığından çıkmalı, uygulama kısmına geçmeliyiz. İslam’ı sadece fakirlerin geri kalmışların din algısından çıkarmalı, İslam’ın zenginlerin ve aydınların da dini olduğunu hatırlatmalıyız. İbadetlerimizi (Namaz, Oruç, Zekat)  ritüel konumundan çıkarıp, toplumsal hayattaki düzene ve uyuma yansıtmalıyız. İyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışmalı,  başımıza gelenlere sabret etmeliyiz.(Lokman Suresi) Ailelerin yeniden İslami bir terbiyeyle, annelerin anneliklerini, babaların babalıklarını gözden geçirmeleri ve çocukları İslami ve insani bir terbiyeyle yetiştirmelerini sağlamalıyız. Ahlak anlayışımızı değiştirmeliyiz. Ahlak’ın İslam’ın toplumsal yaşamdaki uygulaması olduğunu, günlük hayatımızda davranışsal olarak göstermeli ve yerine getirmeliyiz. Topluma nizamı,  sahip olduklarımızla değil uygulamalarımızla göstermeliyiz. İslam’ın ilk dönemlerindeki ahlak, kültür,  eğitim ve gelişmişliğini bugün yeniden nesli inşa ederek sağlayabiliriz.

         Sadece Allah’a itaat edecek ve İslam’ın terbiyesi ile boyanmalıyız. İdare edilmeden idare etmeyi öğrenmeliyiz. Teslimiyetimiz ve korkumuz sadece Allah’a ve onun kitabına olursa işte o zaman özgür ve inşacı oluruz. Son birkaç yüzyıldır batının bize dayattığı haksızlıklar karşısındaki susmuşluğumuzu, İslam’ın ahlakıyla yeniden ahlaklanarak karşı atağa geçebiliriz. Gençlerimizi neme lazımcılık gibi zevk ve eğlence illetinden kurtarmalı, fitne, esaret ve adaletsizlikle dolu bu dünyada, haksızlıklara karşı ahlaklı ses çıkartmaya yönlendirmeliyiz. Geçmişte ecdadımızın yaptıkları ile övünmek hakkımız olsun ama bunu sadece övgüde bırakmayalım. Geçmişin birikimiyle yeniden yenilenerek geleceğin inşasını yapmalıyız. Yoksa geçmişte sürekli tatile çıkmış olarak kalırız. Sarsılmış olan İslami düşüncemizi yeniden sağlamlaştırmalıyız.İslam’a güveni yeniden inşa etmeli, gençliği ruhen yeniden diriltmeli ve insanlık için yeniden mücadele edecek yöne yönlendirmeliyiz.Her yerde toplumsal şuur,sorumluluk,birlik ve beraberliği kurmalı ve safları yeniden sıklaştırmalıyız.