İnsan, insanlığa olan görevini kutsal şeylerden biri saymalıdır. Bu kutsaliyeti sağlayacak olan mekanizma ise ahlaki inançtır. Bu görevin yerine getirilmesini öğretmek ise biz ana baba ve öğretmenlere düşer. İnsanın dünyaya ve hayata dair görüşü yalnızca seküler düşüncelerden ibaret değildir. Bu görüş, bilinç, düşünce, inanç ve faaliyetlerden oluşur.
İyi duygular, ahlak, adalet ve empati duyarlılığı her zaman insanlığın can alıcı noktası olmalıdır. Bu duygular çocuklukta geliştirilemezse asla kökleşmez; çünkü gerçekten insanca olan şey insanın kafasında ilk ve temel gerçekleri kavramasıyla kendi vicdani dilinin en temel inceliklerini bulması ve algılamasıyla eş zamanlı kökleşmiş olur.
Başkalarının acılarına ve üzüntülerine duyarlılık ve sorumluluk geliştirmeye önem verilmelidir. Bir kişi ancak bir başkasının acısını kendi acısıymış gibi hissederse onun arkadaşı, dostu ya da kardeşi olabilir. Çocuklar okulda” iyi şeyler yapmak için eğitilmekten daha yoğun olarak kötü şeyleri yapmamak için eğitilmelidir”.(alıntı) İyi duygular, çocukluğun ilk yıllarından başlayarak insanlık, kibarlık, nezaket ve iyilik ekseninde dünyanın güzelliğine girmekle geliştirilmelidir.
Çocukları sürekli çevreden soyutlamak, çocukların bencilliğini pekiştirdiği gibi iyi duyarlılıklarının beslenmesini de köreltmektedir. Gerçekten bazen anneler çocuklarının mutluluklarının tek bir damlasını bile yitirmemeleri için dikkatlerini tüm bu karanlık ya da acı olan şeyden uzaklaştırmaya çalışırlar. Bu tutum bencilliği geliştirir. Çocuklardan insan yaşamının tüm karanlık, kasvetli yönlerini saklamamak gerek; çocuklar hayatta mutlulukların olduğu kadar acıların da olduğunu bilmelidirler.
Onlar bunun bilincinde olarak yetiştirilmeli ve yüreklerinde başkalarının acılarını duymalıdırlar. Zayıf düşen çocuk iradesi kendine yenilmez görünen kötülüklerin karşısında kendini güçsüz görmeye başlar. Güçsüzlük duygusu ortaya çıktığı zaman yalnızlık duygusu da çocuğu kuşatır. Merhamet duygusunu öne çıkaran çocuk bu duygularını başka insanlar için adarsa, o zaman kötülükle mücadelesinde yalnız olmadığı düşüncesiyle daha güçlü olduğuna inanmaya başlar.
İyi davranış, yardımseverlik için ana dürtülerin çocuğun bizzat kendi isteği ve bilinci ile olmasının gerekliliği, başarılı bir ahlâki eğitimin en önemli koşuludur. Ahlâki ilkelere uyulmadığı yerde birçok kişi acı çeker ve suçu paylaşmak da son derece zor olur. Kötülüğe ve haksızlığa karşı duygusuz bir tutum ve onursuz bir davranış kişiyi ilgisiz ve korkak yapabilir.(alıntı) Ahlaki bir duruşun en önemli gereği, her eylem ve düşünce hakkında insanın kendi yargısını oluşturmasıdır. Bu davranışın göstergesi ise diğer insanların söylediklerinin doğru olduğuna inanmaya başlanması , desteklenmesi ve savunulmasıdır.
Çevrenizdeki insanlar çalışmalarında ya da işinde geri kalıyorsa, onlara nasıl yetişeceklerini öğretin. Eğer arkadaşlarınızın sorunlarıyla ilgilenmiyorsanız, bu, sizin doğuştan duygusuz olmanız demektir. Ona ne kadar çok sıcaklık, sevgi ve ilgi gösterirseniz yaşamınız o kadar mutlu olacaktır. İçerisinde sevginin, insan sıcaklığının ve duyarlılığın geliştirildiği okul gerçek bir ailedir. Anne, baba, büyükbaba, büyükanne, erkek ve kız kardeşler arasındaki ilişki, insanca duyguların gerçek ölçüsüdür.
Bir anneye, büyükanneye, büyükbabaya, küçük kız ve erkek kardeşlere gösterilen ilgi diğer zengin ve dolu yaşamdan daha az önemli değildir. Öğrencilerin ders dışındaki zamanlarını daima evde aileleriyle, özellikle de anneleriyle birlikte geçirmeleri sağlanmalıdır. Tatillerde çocukların anne babalarıyla birlikte olmaları daha iyidir. Alçak gönüllülüğü teşvik etmek ahlâki eğitimde en önemli görevlerden biridir.
Gerçek eğitim korkusuz bir ruh içinde yapılan eğitimdir. Gerçek iyilik, güçsüz ve yardıma muhtaç kişileri savunmaya hazır olmak demek, her şeyin üstünde cesur bir ruh demektir. Bireyin kişiliğini şekillendirmeyi içeren işin en değerli özü ahlâki cesarettir. “Uzlaşmaz ahlaki dürüstlük” çocuklukta çok erken yaşlarda geliştirilmesi ve şekillendirilmesi gereken insanca özellikleri geliştirmenin en önemli aracıdır.
Kaynak:Eğitim Üzerine;Vasili Suhomlinski