ABD ve gasıp Yahudilerin başında bulunan ikili, kendi kendilerine gelin güvey olarak Filistin’i ilhak planlarını açıkladılar. Çünkü her ikisinin de içeride büyük sıkıntıları var. Koltuk ve saltanatlarını korumak için, önlerindeki seçimi kazanmaları gerekiyor. Onlar da kendi siyasi ikballerini kurtarmak ümidiyle, Filistin topraklarına çöreklenme manasına gelen işgal tuzaklarını kurdular.
Böylece kendi koltuklarını korumanın yanında, yolsuzluk vb. sebeplerle devam eden adli takibattan kurtulmayı da hedeflemektedirler. Ama tabi ki plan çok daha derin, sinsi ve kahpedir. Ama şu da unutulmamalıdır ki, Allah (cc) ın planı tüm planların üstündedir. Tarihin çöplüğü, ilahi plana kafa tutan zavallıların leşleriyle doludur.
Küresel zalimlerin valileri konumundaki Körfez emirleri, onların dümen suyunda olan kimi aydın ve yazar müsveddeleri de uzun yıllardır Kudüs, Mescidi Aksa ve Filistin için şu nakaratı tekrarlamaktaydılar. “verelim kurtulalım” şimdi de Filistin’i ilhak planına da katılarak, küresel efendilerine sadakatlerini tescillemiş oldular.
Bu yalaka tipler zannediyorlar ki, haçlı Siyonist ittifakına Filistin topraklarını peşkeş çektikleri zaman kendi saltanat ve koltuklarını kurtarmış olacaklar. Ama zavallılar bilmiyorlar ki, Filistin verdikleri zaman, asıl ümmetin tüm coğrafyasıyla beraber kendi koltuk ve saltanatları o zaman alabora olacaktır. Yani Filistin ve mescidi aksa, ümmetin kalelerinden biri olduğu gibi, onlarında sığınağıdır. Sığınaklarını yitirdiklerinde her şeylerini yitirmiş olacaklar.
Esasen bu kural ümmetin her toprak parçası için de geçerlidir. Zira düşman ümmetin coğrafyasından her bir parça kopardığı zaman, iştahı kabarıp ümmete karşı cür’eti katlanacaktır. Nitekim yıllardır işgal altında tuttuğu, Golan bölgesini ilhak etme kararı aldılar. Kudsi şerifi bütün olarak İsrail başkenti ilan ettiler.
Kaldı ki Yahudiler, Nil ve Fırat arası bölgenin, kendilerine vadedilmiş topraklar olduğunu zaten inkâr etmiyorlar. Eğer ellerine fırsat geçerse Suriye’yi tamamen, Türkiye ve Irak’ı da kısmen işgal ve ilhak edecekler. Ne ki Yahudi tahrif ettiği Tevrat ayetleri gereği, dünya hâkimiyeti inancındadır. Dolayısıyla lanetli Siyonist Yahudiler, sadece Filistin’in ve Müslümanların değil, tüm dünya insanlığı için büyük bir tehlike ve beladır.
Şu halde sadece Filistin ve mescidi aksa değil, ümmet coğrafyasının her bir parçası, düşmana karşı bir sur, bir kale, bir kalkandır. Bu kalelerden her birinin düşmesi, ümmet surunda açılan bir gedik olacaktır. Ümmetin yiğit evlatları, bu değerleri korumak için gerekeni yapmaya devam etmelidirler.
İşte bu açıdan baktığımız zaman Filistin’de bir asırdır yazılan direniş ve diriliş destanları göz ardı edilemez. Düşman, ümmeti topraklarını işgal etmek için karargâhını Filistin toprakları üzerine kuruduğu için de, şu an için asıl ümmetin son kalesi, Filistin, diğer gölgeleri de şube ve karakollar olarak değerlendirmek mümkündür. Tabi ki ıstılahlar tartışılmaz. Asıl olan ümmetin evlatlarına direniş ruhu, ümmet bilinci, kardeşlik muhabbeti ve birlik beraberlik şuurunu aşılamaktır.
Şimdi daha da yakînen inanalım ki; Siyonistler kaybedecekler, Yahudiler kaybedecekler, haçlılar kaybedecekler, onların işbirlikçisi olan münafıklar kaybedecekler. Bu gaddar ve zalimlerle hoşgörü ve diyalog adı altında destek ve cesaret veren zavallılarda kaybedecekler. Ilımlı İslam! Projesiyle CİHADI TERÖR MÜCAHİDİ TERÖRİST gösterme bedbahtlığına kalkışanlar kaybedecekler. İslam’ı, Hilafeti, İslam devletini, ümmeti kapkara göstermeye çalışan küresel zalimlerin taşeron ve vekâlet orduları olan ihanet şebekeleri kaybedecekler…
İslam kazanacaktır. Hakkın taraftarları kazanacaklardır. Filistin kazanacaktır. Filistin’in fedakâr ve cefakâr müminleri er veya geç kazanacaklardır. Ve kazanıyorlar da, en kestirme yoldan uçarak cennete gidiyorlar, kazanıyorlar. Gazi oluyorlar kazanıyorlar. Evleri, arazileri, asırlık zeytin bahçeleri buldozerlerle dümdüz yapılıp gasp edilirken bile direnişte asla gevşeklik göstermeyerek kazanıyorlar.
Ümmetin kalesi Filistin mi, Anadolu mu veya Mekke mi, Medine mi? Tartışmaları bir yana, biz bir bütün olarak ümmetin coğrafyası için ne yapıyoruz. Düşman, ümmet coğrafyasının işgali için adım adım planlarını uygularken sahi biz ne yapıyoruz? Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...