Allah (cc) şöyle buyurur: “(Resûlüm!) İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz. Orası kalınacak ne kötü bir yerdir!” (Âli İmran 3/12)
Mertliğin tarihini yapmış olan ecdadımız, “Delikli demir çıktı, mertlik bozuldu” demişler. Şimdi ne delikli şeyler çıktı. Kalleşlik ve kahpeliğin bini bir para. Sadece silahlar değil, medya ile ahlaksızlık ile uyuşturucu ile kimyasal ve biyolojik silahlar ile… Kısaca mertlik ve yiğitlik dışında her yolla savaşlara şahit oluyoruz. Bizim imanın gereği olarak, bunları çok iyi bilmemiz gerekir. Bizim mertliğimiz kadar, düşmanın namertliğini de bilmemiz gerekir. Bu iman ve İslam’ın bahşettiği feraset ve basiretin gereğidir.
Daha önce kısmen bilsek de şimdi iliklerimize kadar hissettiğimiz, çok daha kalleş ve kahpece olan bir savaşla tanıştık. Dolar savaşı… Uluslararası hiçbir kuralı takmayan küresel zalimlerin, bomboş bir balon misali, karşılıksız ve korsan bastıkları yeşil mürekkepli kâğıt parçaları… Soğan patates, biber domates savaşı… Ama zalimler bu kahpe savaşı da kaybedecekler. Meşhur deyim yerini bulacak. “Küfür devam eder ama zulüm asla”
Kur'an-ı kerim i baştan sona incelediğimiz zaman tarih boyu helak edilen nice kavimlerden bahseder. Resulullah (sav) da hadisi şeriflerinde helak olan birçok topluluktan haber verir. Kur'an ve sünnet in bu denli ağırlıklı olarak geçmişte helak olan kavimleri biz insanlara mükerreren hatırlatmasında elbette çok ders ve ibretler var. Bu kıssalar masal veya ninni değil… Bu kavimlerin helak edilişlerinin detaylarında farklılıklar olsa da temel neden bu kavimlerin hadlerini aşmaları, Allah'a (cc) asi olmaları, şirk koşmaları ve Kur'an ın orijinal ifadesiyle zalim olmalarıdır. Oranı, uygulanış biçimi, faili, mef’ulü farklı olsa da sonuçta zulüm, zulümdür.
Sahi “Ebu Gureyb”ler ne oldu? Ne oldu kıtalar arası dolaşıp duran, zalimlerin seyyar işkence haneleri… Mazlum Müslümanları taşıyan özel işkence hane olarak kullanılan uçaklar... Zalimler bir anda gizlice merhamete gelip zulümlerinden vaz mı geçiverdiler? Ne oldu Gazze, Filistin, Çeçenistan, Irak, Afganistan, Sudan, Keşmir, Moro, yukarı Karabağ, Suriye, Yemen, Mısır, Libya ve daha niceleri… Türkiye vb. nice İslam beldelerinde yıllardır terör adıyla devam eden adı konulmamış kirli savaşların mimarı, finansörü, senaristi ve bilmem nesi hep aynı zalimler değil mi? aslında zaman kazanmak için başlattıkları nice barış süreçlerini yarıda kesmek, sabote etmek için, gizli aşikâr kotarılan planlar, desiseler… Özellikle bir asırdır Filistin’de deva eden işgal, Gazze’de 20 yıldır devam eden işgal içinde işgal ve bir yıldır devam eden saykırım ve katliam… Gazze’de yapılanların tarhite benzeri var mıdır? Bu zulümlerin binde biri batıda yapılsaydı, batılı zalimler yine böyle üç maymunu oynar mıydı?
Ümmeti bu karabasanlarla baş başa bırakan; emirler, sultanlar, liderler, aydınlar, hükümet ve devletler… Özellikle de körfez bölgesinin işbirlikçi idarecileri! Aşağıdaki ayetler ve Kur'an-ı kerim in sair mesajlarına kulak verip zalimlere destek olmaktan vazgeçin. Tek çare, siz hainlerin ve desteklediğiniz zalimlerin akıllarını başlarına almalarıdır. Aksi halde Allâh'ın (cc) gazabı geldiği zaman zalimleri, onlara yardım ve yataklık eden işbirlikçilerini, hatta zulümlerine seyirci kalanları da yakalayıverir.
İşte bazı ayetler
· Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez. (Hud 11/113)
· Sadece içinizden zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır. (Enfal 8/25)
· Onlar bir tuzak kurdular. Farkında değillerken Allah da bir tuzak kurdu. Bak, onların tuzaklarının sonucu nasıl oldu: Biz onları ve kavimlerini topyekûn helâk ettik. İşte zulümleri yüzünden harabeye dönmüş evleri! Şüphesiz bunda bilen bir kavim için bir ibret vardır. (Neml 50-52)
· Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. (Nahl 16/61)
· Nice memleketleri helâk ettik. Onlara azabımız gece uykusuna dalmışken yahut gündüz istirahat hâlinde iken gelmişti. Azabımız kendilerine geldiğinde, “(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk” demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı. (A’raf 7/4,5)
· Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. (İbrahim 14/42)
· Ve askerleri yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar. Biz de onu ve askerlerini yakaladık ve onları denize attık (Orada boğuldular). (Kasas 28/39)
· Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar. Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez. (Hud 11/67,113)
· Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helâk ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var? (Kaf 50/36)
· Zalimler hangi devrilişle devrileceklerini görecekler. (Şu’ara 26/227)
Şu hadisi şerif, tüm zalimlerin kulağına küpe olsun. “Mazlumun bedduasında korkun. Zira onunla Allah (cc) arasında perde yoktur.” Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...