Öyle bir çağa geldik ki, hepimiz hayatımızdan, işimizden, aşımızdan ve özellikle de neslimizden şikayet eder hale geldik.

Ancak bu elbiselerini yırtarak giyen, döğme yaptıran, küpe takan, tıraşlarını ille de Amerikan stili yapan nesil yerden bitmedi, gökten inmedi, Teksas veya Paristen de ithal edilmedi. Biz küçüklük çağından beri onlara batı kültürünü ilmek ilmek işledik. Öyle ki, şu anda her bir gencimizin yüreğinde batı hayranlığı çığ gibi büyümüş durumdadır. Vize serbest olsa beyin ve bilek gücümüzün hemen hepsi batının hizmetine girmeye hazırdır.

Ne mi yaptık? Doğduğu günden itibaren her yıl doğum gününü kutlayarak batı kültürünü her yıl onların zihninde canlandırdık. Giyim kuşamda, yeme içmede, selamlaşma ve kutlama gibi diyaloglarda, kısaca sosyal, siyasal, kültürel hayatımızın her anında batı kriterlerini baz aldık. Ne ki adeta bataklık olan batıyı neslimizin kıblesi yaptık. Resmi, özel, tüzel kişiliklerimiz günübirlik beyanatlarında “muasır medeniyet” ifadelerini hiç eksik etmediler. Batının kokuşmuş kültürünü nesillerimize hep muasır medeniyet olarak lanse ettik.

Şimdi beraberce her yılsonunda Noel ve yılbaşı adıyla yaşanan rezaletleri ibretle ve kerhen izlemeye devam ediyoruz. Belediyeler taze çam fidanlarını bu çağdaş hurafeye kurban eden sefihlerden korumak için özel güvenlik ekiplerini harekete geçirir nacak yine de nice fidanlar katliama uğrar. Dünyanın dört bir yanında eğlence adı altında nice mekânlarda vahşice ve akıl dışı çılgınlıklar yaşanır. Hesapsız alkollü içkiler tüketilir, alkol duvarlarını aşan nice zavallılar tüm insanlığın yüzkarası olacak manzaralar oluşturur. Karda, buzda sızıp kalan leşler yine özel ekiplerce evlerine ulaştırılır vs. vs…

Peki, bu medeniyet mi? Batasıca batı insanlığa hep dert, keder, hayâsızlık, ifsat ve bunalım verdi. Bunu da çağdaşlık ilericilik ve özgürlük çikolatasıyla kamufle etti. Daha da korkunç olanı ise insanlığın, batının elindeki devasa teknoloji gücüyle hipnotize olması sebebiyle bunca insanlık dışı uygulamaları ilericilik ve çağdaşlık olarak görür hale gelmesi.

Batıdan bize taşınıp adet halene gelen Noel/yılbaşı, doğum ve ölüm yıldönümü, sevgililer günü, öğretmenler günü, anneler günü, babalar günü, engelliler günü vb. günlere bakalım. Batı bunları neden üretti ve sair dünya ülkelerine neden ve nasıl yayıldı. Bu vb. özellikle sevgililer günü Noel ve yukarda bir kısmına değindiğimiz ahlakı, hayâyı ve erdemi tehdit eden adetler insanlığa ne getirdi ne götürdü.

Bu gibi uygulamalarla bir taraftan insanlığı tüketim ve eğlence kölesi yaparak onlardan büyük paralar söğüşlerken, diğer taraftan özellikle sevgililer günü Noel gibi uygulamalarla ar-namus ve ahlak gibi ulvi değerleri yok etmek için çalışıyorlar. Çünkü özellikle İslam gençliğinin taşıyacağı manevi değerler onların kurduğu işgal ve sömürüye dayanan mimsiz medeniyete karşı direnecek tek güç kaynağıdır.

                Noel’le ilgili uyarılar

•             Kesinlikle bilelim ki, Noel’in İsa (as) gibi bir peygamber in doğumuyla alakası yoktur. Allah (cc) ın elçisi bir peygamber in doğumu yılbaşında yaşanan rezilliklerle mi kutlanır. Nefsanî arzularını tatmin etmek isteyen embesiller İsa (as) yı sadece istismar ediyorlar.

•             Yılbaşı veya Noel adı altında herhangi bir kutlamada bulunmayın, o güne mahsus yiyecek, içecek veya o güne mahsus mekânlardan uzak durun. Hanefi fukahasının çoğu gayri Müslimlere ait herhangi bir bayrama, onların bayramını kutlamak kastıyla katılmak, onlardan bir hediye almak veya onlara bir hediye vermeyi küfre götüren sebeplerden saymışlardır.

•             Yine aynı kasıtla hindi falan alma vb uygulamalardan uzak duralım.

•             Ev ve iş yerlerimizde Noel reklamı içeren ışıklandırma, teşhir, vitrin süsleme gibi uygulamalardan uzak duralım. Aksine bu uygulamaları protesto edelim.

•             O gece tv lerin zararlı yayınlarından aile efradımızı uzak tutalım. Bunun için kendimize alternatif bir program yapalım. Bir konferans, panel vb bir programa ailece gitmek, bir akrabamıza ailece ziyarete gitmek, kendi aramızda İslami bir ders, sohbet yapmak veya cd den dinlemek, kitap okumak vs…

•             Şans oyunu yutturmasıyla hayatımıza bulaştırılan milli! Piyango kumarından uzak duralım. Özellikle bu konuda çevremizi uyararak kamuoyu oluşturalım.

•             İslami kurumlar müştereken veya müstakil olarak bu geceye mahsus programlar düzenleyerek hayrın paylaşımına ve nice şerlerin def’ine engel olabilirler.

•             Tüm bunları kendimiz uyguladığımız gibi çevremizi de uyararak Noel pisliklerinden uzak durmalarını sağlamaya çalışalım.

Unutmayalım ki İslam bizim tüm hayatımızı kuşatan ilahi bir sistemdir. Sevinçlerimiz de, tasalarımız da İslam'a göre olmak zorundadır. İslam eğlencenin ne kadarına nasıl müsaade ediyorsa biz onu yapacağız. “Yılda bir keredir canım” diyerek Noel’i veya çocuklarımızın doğum günlerini kutlamak, ömründe bir keredir diyerek çocuklarımızın düğün, nişan ve kına gibi merasimlerini bir sürü haramla iç içe yapmak samimi bir Müslüman’a yakışmaz.

Allah (cc) şöyle buyurur:

“Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Maide 5/51)

“Andolsun, sen kendilerine kitap verilenlere her türlü mucizeyi getirsen de, onlar yine senin kıblene uymazlar. Sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. Andolsun, eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, o takdirde sen de mutlaka zalimlerden olursun.” (Bakara 2/145)

Resûlullah (sav) şöyle buyurur:

“Her kim bır kavme benzemeye özenirse o da onlardandır” (Sünen-i Ebi Davut C: 4, Sh: 44, Beyrut)

“Sizden öncekilerin yoluna karış karış, kulaç kulaç uyacaksınız. Onlar kertenkele deliğine girse, siz de peşlerinden girersiniz”, “Ey Allah Resûlü!, Yahudi ve Hristiyanlar mı?” dedik. O da: “Ya kim?” diye cevap verdi” (Buhari, Müslim).

Yahudi veya Hıristiyanlar bizim herhangi bir günümüzü kutluyorlar mı? Herhangi bir mukaddes değerimize saygı gösteriyorlar mı? Aksine en üst perdeden bu değerlerimize saldırıyorlar. Kaldı ki asıl olan onların batıllarını terk ederek İslam’a gelmeleri, bizim ise İslam’ın doğruları üzerinde sebat etmemizdir. Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...