- Gerekli sıfat ve şartları taşıyan cemaati biz kendimiz mi bulacağız?
Bir bilene sormayalım mı? İhtiyacımız olan bir gömleği, şalvarı dahi, sorup en iyisini almaya çalışmıyor muyuz? Bir ev, bir araba, bir eş, bir iş vs. için de aynı şartlar geçerli değil mi? Dünyamızla ilgili ihtiyaçlarımız için bu hassasiyet gerekli de ahiretimiz içi gerekli değil mi? Ancak bu konuda danışacağımız kimseleri de doğru seçmek de önemlidir.
- Yeni bir cemaat mi,var olan cemaatlerden kriterlerimize uygun bir cemaatle çalışmak mı?
Gerekli kriterleri taşıyan bir cemaat varken, yenisini araştırmak zaman kaybından başka nedir? Böyle bir tutum, başta tefrika olmak üzere daha birçok zarara sebep olmaz mı? Cemaat olmak, bakkal dükkanı açmak gibi bir şey değil ki, bir dükkan da benim olsun diyesiniz. Her şeyden önce cemaat olmak, Kur'an ve Sünnet kaynaklı bir vecibedir. Sosyal ve sürekli bir ibadettir. Yani şahsi bir mesele değil, tüm ümmeti ilgilendiren ameldir.
- Aradığımız cemaati bulmuşsak, neden sıfırdan başlayalım?
Yılların tecrübe ve birikimine sahip bir cemaatle beraber olmak varken, sıfırdan başlamak, akıl karı değildir. Bu, ancak “az olsun benim olsun” mantığıyla hareket eden bencil kimselerin yapabileceği bir hatadır. Doğru olan, bu mevcut tecrübeden istifade etmek ve var olan cemaatin gücüne güç katmaktır. Gerekli şartları taşıyan bir cemaat varken, yeni bir oluşum oluşturmak, var olan cemaatin de gücünü törpülemektir.
- Her yeni bir cemaat, yeni bir tefrika sebebi değil midir?
Elbette aradığımız cemaat varken, başka bir cemiyet oluşturmaya çalışmak yeni bir tefrika sebebidir. Şu anda yaşadığımız grup, tarikat, cemaat ve cemiyet enflasyonunun en önemli sebebi, bu anlayıştır. Bile bile böyle bir ayrılık ve tefrikaya sebep olmak büyük bir vebaldir. Bu vebal, içki, kumar vb. bireysel haramlara benzemez. Çünkü bunun faturası, tüm toplum ve derken ümmete çıkmaktadır.
- Vahdet; bir ve beraber olmak farz değil midir?
Birlik beraberliği emreden naslar “nesh” olmayacağına göre, birlik için çalışmayanlar günah işlemiyorlar mı? Elbette ve hem de, sosyal ve sürekli bir haramın içindedirler. İşin farkında olmayan avamın mazereti kabul edilebilir.Ama öellikle bu konuda gerekli ilmi donanıma sahip olanların, bu konuda mazeretleri geçerli değildir. Bu tartışma götürmez bir gerçektir. Şu halde her aklıselim Müslümana düşen, bu bölünmelerle mücadele etmektir. Yeni yeni grup ve cemiyetler oluşturma yerine, var olanlardan, birleşmesi mümkün olanların, birleşmesini sağlamaya çalışmaktır.
- Bizde emeği olan cemaate vefa gerekmez mi?
Evet elbette vefa, imanın ve insanlığın gereğidir. Ancak belli bir zaman beraber yürüdüğümüz bir cemiyet, gereken şartları haiz başka bir cemaatin varlığını keşfettiğinde, daha “ehak” olan cemaatle gücünü birleştirmelidir. İslami bir cemaatte var olan kriterleri taşıyan bir cemaat, ayrı gayrı durmayı hedeflemez. Aksine aynı kriterleri taşıyan bir cemaatle beraber hareket etmenin farz olduğunu bilir ve gereğini yapar. İki cemaatten biri, diğerine göre kriterleri daha kamil manada taşıyorsa, kamil olana tabi olunur. İkisi aynıysa, zaten ittifak veya ittihatta sorun olmayacaktır.
- Eksikliğini bile bile bir cemiyette devam etmek zorunda mıyız?
Elbette değil. Öncelikle gerekli şartları taşımayan cemiyetimizi, var olan ehil cemaatle beraber olması için ikna etmeye çalışırız. Ama ayrılıkta diretirse, artık orada kalmak caiz değildir. Cemiyetimiz ittihad veya ittifaka yanaşmıyorsa, o zaman biz işin farkında olanlar, o ehil olan cemiyete iltihak etmeliyiz. Mesele etiket ve tabela meselesi değildir. Hele hele takım tutar gibi cemaat tutmak, büyük bir yanlıştır. Zaten “kör ve sağır eden” fanatizm, böyle oluşmaktadır.
- İçini dışını bildiğimiz bir cemaat yerine, yeni arayışlar şeytanın vesvesesi değil midir?
Bu durum cemaate göre değişir. Eğer bilip tanıdığımız cemaatte; İslami kriterlere göre, eksikler var ve biz daha ehil ve ehak olanı tespit etmiş isek, bir önceki maddede söyleneni tatbik ederiz. Ama içinde bulunduğumuz cemaat, bir İslami cemaatin şartlarını haiz ise, başka arayışlara girmek caiz değildir. İslami kriterleri taşıyan cemaatler, birbirlerinin hasmı veya rakibi değil, aynı kulvarda yarışan hayır yarışçılarıdır. Böyle bir cemaat, zaten eninde sonunda aynı şartları hayız olan cemaatle bütünleşecektir. Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke... Muhammed Özkılınç