Ramazan ayı oruç ayıdır ve oruç yalnızca Allah için tutulur. Sahurla başlayıp iftarla biten bir zaman diliminde hiçbir nefsi eylemde bulunmadan, Allah’la olan irtibat, Allah’la olan iletişimi zihnen ve kalben kurmaya çalışmaktır. İftardan sonra ise yine yatsı namazı ve teravih namazı ile gün boyu tutulan orucu taçlandırmaktır.
İnsanın zevkten, sefadan günlük hayatın içindeki keşmekeşlikten sıyrılarak kendine çeki düzen vermesidir. Halihazırda nicelerinin sadece oruç tutmaktan ziyade aç kaldığına ve geceyi ibadetle geçirenlerin sadece uykusuz kaldığına vurgu yapılması oruç tutmanın ehemmiyetinin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Özellikle belediyeler belkide - iyi niyetle yapmaya çalıştıkları- ramazan programlarının bir süre sonra eğlence programı olduğunu görüyoruz. Ramazanın manevi iklimini özellikle iftardan sonraki eğlence(şarkıcı) ve tiyatral gösterilerle süslemek orucun anlam ve ehemmiyetinden yoksun, nasipsiz insan kitlelerini artırmaktan başka bir işe yaramaz.
Bu tür eğlence programlarına genel itibariyle oruç tutmayı bir yaşam haline getirmiş insanlar katılmıyor. Oruç insanlar için bir kalkandır.Nasıl namaz kılmak insanı kötülükten men etmek içinse oruç tutmak da insanı kötülükten men etmek içindir. İnsan manen kendini korumaya alacakken düzenlenen eğlence programları ile kendini kaybetmektedir.Oruç insana ahlaki bir kişilik kazandırdığı gibi sabır,şükür ve takva yönündende bir öğreti kazandırmaktadır.
Gün boyu orucum bozulur endişesi ile nefsini ve arzularını dindirmeye çalışan insanlar, eğlence programlarını masum bir etkinlikmiş gibi göstererek; şarkıcılar getirerek; bir konser havasında kalabalığı kendisinden geçirerek orucun manevi boyutu sabote edilmektedir.Oruç yeme ve içmeden el çekmeden ziyade kötülüklerden sakınarak iradeyi güçlendirmektir.Haramdan dedikodu gıybetten sakındırmaktır.Kişinin yaptığı ibadetleri Allah’ın lütfu ve ihsanı sayesinde yaptığının farkına vardırmaktır
.Eğlenceye endeksli oruç tutmada ise akşama hangi eğlence, hangi şarkıcı var’ın hesabı yapılmaktadır. Ramazan ayı gibi, kazancı bire bin olan bir alışverişte gücü yettiği halde ticaret etmeyen, kazanç peşinde koşmayan kimsenin ferasetinden, hamasetinden ve maharetinden şüphe etmek gerekmez mi? Çok muhtaç olduğu ve olacağı bir kazancı göz ardı etmek, müstağni davranmak, altın tepside kendisine sunulan böyle paha biçilmez bir ticaret pazarına uğramamak, onu elinin tersiyle itmek akılla, ferasetle izah edilebilecek bir tavır değildir.
Allah’ın af, mağfiret ve rahmetinin sağanaksağanak yağdığı Ramazan ayında ilk yapmamız gereken geçmişin kirlerinden temizlenmektir. Bu da kusurlarımızı itiraf etmek, Allah’ın rahmet dolu dergâhına sığınmak, bizi bağışlamasını dilemek, tövbe ve istiğfarda bulunmak, çirkin işlerimizden ötürü pişmanlık gözyaşını dökmekle olur. Ramazan ayının hepimize ilahî affı, rahmeti ve şifayı dağıtması dileğinde bulunmak.
Vücut olarak oruçlu olup da ruhen eğlence saatine endeksli bir insanın orucu oruç olmaktan uzaklaşır. Bir diğer sorun iftar sofralarının yoksullar ve ihtiyaç sahipleri tarafından değil de varlıklı ihtiyacı olmayanlar tarafından doldurulması ve yemeklerin çoğunun israf olmasıdır.Bütün bunların yeniden düşünülmesi gerekir.
Oruç tutan bir insanın neredeyse yirmi dört saatinin ibadetle geçmesi, Kur’an ayı olan bu ayda sürekli Kur’an okunması Ramazan ayının son on gününde Kadir Gecesinin aranması itikafa girilmesi özellikle bir mescitte dünya ile olan bağının kesilmesi ve Allah İle beraber olmaya niyet edilmesi ve böylelikle Ramazanın ruhuna uygun ibadetlerle dolu bir ay geçirilmiş olur.İyi niyet duyarlılığı ile yola çıkan belediyelerimizin ramazan programlarını eğlenceden ziyade bilgilendirme yönünde değerlendirmesi insanların düşünce ufkunada katkı sağlamış olur. Bu vesile ile tüm İslam aleminin Kadir gecesi mübarek olsun.