24 Haziran seçimleriyle beraber yeni sistemin ilk Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya SELÇUK Bey’le eğitimde bir sinerji oluşmaya başladı.

Yaklaşık 18 milyon öğrenci,1 milyonu aşkın öğretmen ve milyonlarca veliyle eğitim öğretim başlamış oldu. Birçok ülkenin nüfusundan fazla olan öğrenci sayımız ister istemez bazı sorunları da beraberinde getirmiş oluyor. Okullarımızın fiziki yeterliliği gün geçtikçe iyileşmekte hatta neredeyse fiziki yetersizlik ve donatım açısından sıkıntı yok denecek kadar azalmış durumda. Sosyal devlet anlayışı ilkesi ile devletin ücretsiz kitap dağıtımı takdire şayan. Engelli öğrencilerin ücretsiz yemek ve taşınmasından tutun birçok alanda iyileştirmeler yapıldı. Okul güvenliği konusunda üç bakanlığın Milli Eğitim Bakanlığı,  Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının ortak çalışma kararı alması ile okullarda güvenlik üst düzeyde olacak öğrencilerimiz ve velilerimiz okullara güven içinde gelip gidecekler. Ama maalesef bazı olumsuz durumlarladakarşılaşılmıyor değil.Özellikle ücretsiz kitapların yanında kaynak kitapların fiyatlarının iki katına çıkması ekonomik açıdan sıkıntılı günler geçiren velileri oldukça zor durumdabırakmaktadır. Özellikle anaokulu ve ilkokul birinci sınıf öğrencilerinin sadece kıyafetlerinin ciddi yekun tutması hem öğrenciyi hem velileri zor durumda bırakmaktadır. Okul yönetimleri bu konuda öğretmenleri,toplantılar yaparak velilere uçuk ihtiyaç malzemeleri aldırmaktan vazgeçirmelidirler.

Milli Eğitim Bakanlığı eğitimde kaliteyi artırmak için şu ilkeleri öncelemelidir: Bakanlık YÖK’le beraber üniversite tercihlerinde öğretmenliği Tıp Fakültesi ve mühendisliklerin önündeki tercih sıralamalarına koyarak öğretmenlere itibar ve statü kazandırmalı.  Çözüm odaklı bir eğitim olmalı, liyakate dayalı olmalı,  esas olanın eğitim olup ideal bir nesil yetiştirmek hedeflenmeli, herşeyin yerli olması teşvik edilmeli,  üretken bir eğitim modeli oluşturulmalı,  sevgiye ve saygıya dayalı bir ilişkinin ve arkadaşlığın olması hedeflenmeli,  değerlerin hakim olacağı bir eğitim modeli üzerinde durulmalı. Bakanlık sınav sayısını, ders saatini ve ödev miktarını azaltmalı. Okullarda seviye grupları yapılmamalı. Liyakatli okul yöneticilerinin seçimi öncelenmeli. Adamı olanı değil derdi eğitim olanlara okullarda idarecilik görevi verilmeli. Zengin fakir çocukları aynı sınıfı paylaşabilmeli, okullardaki iyi öğretmen kötü öğretmen algısı kırılmalı, hiçbir şekilde okullarda öğrencilerden kayıt parası alınmamalı, okul malzemelerinin bedava dağıtılması, anaokullarının bedava olup velilerin bu yüklerden ve kargaşalardan kurtulması sağlanmalıdır. Sosyal eşitsizliklerin son bulup eğitim tamamen insan sermayesini iyi yönde kullanma önceliğine dönüştürülmeli, üniversitelerle ortaklaşa öğretmenlerin mesleki becerilerini geliştirici programlar yapılmalı. STK’lar eğitim sisteminin geliştirilmesinde ve dönüştürülmesinde önemli misyonlar üstlenmeli. İnsan kaynağını yönlendirilmesinde önemli görevler almalı.  Öğretmenlere parasız yüksek lisans ve doktora yapmaları için fırsat verilmeli. Çocukların ileride daha iyi ve sağlıklı eğitim almaları için özellikle çalışan öğretmen annelere en aza üç yıl doğum izni verilmeli. Bu şekilde kısmen de olsa otizm artışının önüne geçilmiş olur. Meslek Liseleri için yeni düzenlemeler yapılmalı özelliklede mesleki Orta Okullar açılmalı. Bu okullara devam eden öğrenciler iş yerleri için ara eleman olarak yetiştirilmeli böylece üniversite giriş sınavlarına giriş için öğrenci yığılmaları da önlenmiş olur. Kendi yolundan gidecek olan nesiller ancak böyle yetişir. Yanlış eğitim anlayışlarından kurtulup kendi halkımızın ihtiyaçlarına cevap verecek ve özelliklede İslam ahlakının anlayışına uygun olarak geliştirilen bir eğitim sistemi kurulmalı. Bugünlerde eğitimin ahlaki kaybolmuşluğuna hep beraber şahit oluyoruz. Nedeni ekonomik krizi, doları bahane ederek bütün fiyatların fırsatçılar tarafından iki katına çıkarılması. Tek kurtuluş reçetemiz olan eğitime duyulan güvenle, gençliğin ruhunu yeniden diriltmeli ve inşa etmeli. Köklü ve kalıcı dönüşümleri ise ancak cesur yapıcı eleştiri yapan nesille yapabiliriz. Sayın Bakanımızında dediği gibi eğitimde kıyameti koparma vakti geldi geçiyor.