Bizim; dünyadaki nasibimiz faniliğimiz içinde fani olana sarılmaya, onun yüküyle yorulmaya gerek olmadığına olan imanla yaşamaktır. Sen ya da bir başkası hakkında konuşmadan, dedikodu yapmadan sadece kitaplarla konuşmak ve kelimelerle uçmaktır bize yakışan. Bulutların altında süzüle süzüle yağmur bulmak için yol yürümektir. Bulutların hızına benzer kaybettiğimiz zamanın saatlerini,  yeniden yaşamak istediğimiz anları geri getirebilir miyizin  kavgasını vermektir. Peşinden gittiğimiz duyguların masumiyetini , yanımızda dost gibi görünüp üç kuruşluk dünyaya satmak isteyen münafık tavırlılara bozdurmamaktır. Şahsiyetimizin ahlak binasını  bozmadan yavaş ama sağlam basarak yol arkadaşlarından sağlam tuğlalarla duvarlar örerek yürümektir bizimki. Yağmurla ıslanmış toprağın , güllerin, hanım ellerinin, reyhanların o kozmetik işletmelerinden geçmemiş öz kokusuyla nefes alıp vermektir ve her içine çektiğinde bir kez daha mayanın Allah'ın boyasıyla boyandığını görmektir bizimki. Güzel olana, güzellik sıfatının içten dışa yaşadığı eşyaların ezeline  ve  ebedine uçmaktır.  Ey rüyalarımın kelebeği, gönlümden geçen seninle insan yüzü görmemiş, insan eli,  insan ayağı değmemiş uçsuz bucaksız kaf dağından da ötelere uçmaktır. Allah'a şirk koşmamış, yalandan, kinden, hasetten, bin bir türlü fitne , fesat ve  tuzaklardan kurtarılmış mekanlara gitmektir.  Bir şahsiyet terbiyesinden geçir karakterimi, kişiliğimi. Dost görünüp bizi birbirimize kötüleyen, sonra da kötülediklerine  hiçbir şey olmamış gibi davranan aldatıcılardan kurtar bizi. Sinmiş, silikleşmiş,  gücün gövdesinde güçle beraber var olmaya çalışanlardan uzaklaştır bizi. Onurluca mücadele varken aşağılık, sinsi tuzaklarla kazandığını zannedenlerin Allah'a havale edildiğinde nasıl kaybettiklerini göster bize. Güven, erdem, adalet, saygı,  doğruluk gibi kavramlar diyarına uçur bizi. Münafıklık ve ihanetin yırtılmış ar damarından  kurtar  bizi . Ruhen köleleşmiş ahlakçılardan ve ahlak tacirlerinden kurtar bizi. En çetin ve elde edildiğinde korunması büyük çaba isteyen izzetin ve onurun diyarına uçur bizi. Sözün, sözünde durmanın , adam satmamanın , arkadan  değil yüzüne konuşmanın erliğinin cinsiyet meselesi değil şahsiyet meselesi olduğunu göster bize. Lokman'ın oğluna dediği gibi namazı kılmayı, iyiliği emretmeyi, kötülükten vazgeçirmeye çalışmayı,    başına geleceklere sabretmeyi öğret bizlere. Yaptığımız işlerden dolayı yeryüzünde böbürlenerek yürümemeyi,  kendini beğenmiş övünüp duran kimselerden uzak durmayı ve onları sevmemeyi yerleştir fıtratımıza. Başkalarıyla yüzleşmek için değil kendi nefsimizle yüzleşerek  kendimize ahlak dersi verecek ahlakı öğret . Kalbinde aynı anda iman ile münafıklığı, yalancılığı, ihaneti bir arada bulunduranlardan uzak durmayı öğret bize. Bir yalancının ağzından iman cümleleri dökülse de yalancı ise onun ne kadar alçak ruhlu olduğunu göster bize. Seninle dostluğumuzda sahile vuran dalgalar gibi ruh halimizde dinginlik  oluştur  ta ki sığınılacak limanları bulana dek. Yani sana sığınana dek Allahım. Duruşumuzu kibirden uzak, yere sağlam basan, basarken de toprağı incitmeyen ,dostlarının gözlerine baktığında gıpta edeceği, düşmanlarında ise korku ve aynı zamanda  saygı  uyandıracak bir duruş göster bize . Kendi iradesine,  hürriyetine sahip olmayan ne dostunu ne de dostunun emanetini ve haysiyetini koruyamaz. Hiçbir zaman hürriyetini ve iradesini malik edinmeyenleri bizlere dost edindirme. Bizleri dostun acı ama hakikati söyleyenleriyle dost eyle. Bizleri güçten kaynaklanan korkuyla itaat edenlerden değil de gücünü Allah’tan alanlarla dost eyle. Bizi doğruluk için yola çıkanlardan yorulma bilmezlerle dost eyle. Bizlerin süsünü tevazu,  güzelliğimizi ise iffetli olanlardan eyle Allah’ım. Amin