Aileler geniş iken birbirine bağlılık ve sahiplik duygusu oldukça iyiydi. Aynı çatı altında yan yana odalarda kalan iyi güzel olan da acı ve kötü zamanda birbirinin derdine derman olan sıcak aile ilişkisi modern kültürün dayatmasıyla yıkıldı. Geniş aile sisteminde evin büyüklerinin sözü bir yasa gibiyken bu durum  çekirdek ailede ebeveyn çocuk ilişkisi ile örgütlenen bir iletişim ağına dönüştü. Geniş ailelerde dedeler ve nineler çocuklarına tecrübelerini ve yaşadıklarını anlatırken sürekli bir arada yaşama ve davranışlarla çocuklarda bir öğretim yöntemi oluşturmuştur. Modern yaşamın gün geçtikçe gençlerle yaşlıları birbirinden koparmaya ve  yabancılaşmaya  sürüklediği görülmektedir. Çekirdek  aile yaşamı, dede ve nineleri bir yük olarak görmeye başladı. Dedeler ve nineler çocuklarından ayrı,  mümkünse uzak yerlerde evler tutularak birbirlerini yılda birkaç defa özellikle de bayramlarda ziyaret eder duruma geldiler. Dede ve ninelere de  pencere önlerinde çocuklarının ve torunlarının evlerinin olduğu yönü gözlemek düştü.

Modern aile yapısı ev içinde  her bireye bir oda ve her odada bir dünya vaad etti. Bu odada tek başına kalan birey diğer odadakine mekan olarak yakın ama duygu olarak çok uzak kaldı. Anne baba kardeş evin içinde birer yabancı…Tam tersine  dünyanın en ucundakine sanal iletişimle dost ve bir o kadar da yakın. Bizlerin bir kuşak öncesinde ailedeki ilişkiler organik ve samimi iken yeni kuşakla birlikte inorganik ve soğuk bir hal aldı. Geniş aileden çekirdek aileye geçişte en büyük sıkıntı dedeler ve ninelerin torunlarından kopması olmuştur. Bu kopuş aradaki hafızayı da yok etmiştir. Dedeler ve nineler sadece birer yaşlı ve büyük değil, belli bir zamana tanıklık eden tarihi birikimlerdir aynı zamanda. Geniş aile ile çekirdek aile arsındaki ani kopuş ailenin sürekliliğini de bitirmiş oldu. Bir kuşak sonraki evlat, torun bir öncekinin ne hayatına nede tarihine vakıf olabilmektedir. Günümüz genç nesli şu son yüzyıl içerisinde dedelerinin ve ninelerinin geçmişte yaşadıkları hiçbir sıkıntıyı, zorluğu, yokluğu ne hissetti ne de şahit oldu. Dinlemek bile genç nesle boş hikayeler olarak geldi. Anlatılanları sanki çeyrek yada yarım asır önce yaşamamış da birkaç yüzyıl önce yaşanmış bir bakış açısıyla, bir karşılığı yokmuş gibi algılamaktadırlar. Genç nesildeki tarih ve mekan bilincinin zayıflığı yaşlılarla aradaki kopmuş bağdan kaynaklanır. Dedelerin ve ninelerin aslında ev halkı için özellikle de çocuklar için  birer terapist olduğunu unutmamak gerekir. Mesela çocuklar nazardan etkilendiklerinde bir doktara ihtiyaç yoktur çünkü onların okudukları hele de okuyunca esnemeleri sonrası yavrucak kötü nazar olmuş dedikten birkaç dakika sonra çocuğun kendine geldiğine çok şahit olmuşuzdur. Burada biz yaşlıları aciz,   şefkate ihtiyaçları var gibi görürüz ama asıl aciz ve şefkate ihtiyacı olanların bizler olduğunu unutmamamız gerek. Dedeler ve nineler torunların özüdür. Onlara karşı saygı ve sevgiyle davranmalı, onları hiçe saymamalıyız. Çocuklarımız dedelerinin ve ninelerinin dizlerinin dibine oturarak hayat derslerine ilk onların dilinden başlamalı. Dede ve ninelerinde yaşlanmışlıkta insan fizyolojisinin nasıl evrildiğini görmeli, kendisinin de bu aşamalardan geçeceğini bilmeli ve ona göre yaşamalı. Onlardaki güçsüzlüğü acizliği hor görmemeli, ilerde kendisinin de böyle olacağını anlamalı. Dede ve ninelerde geçmişte yaşadıkları sıkıntılara karşı tevekkülün ne kadar da insanı olgunlaştırdığını ve eşrefi mahlukat yaptığını görebiliriz. Onların zorluklar karşısında sabır ve imanla nasıl durduklarını görmesi çocuklarda da bu direnci pekiştirecektir. Modern çağın insanı ise en küçük zorluk karşısında deprasyon ve bunalıma girmekte soluğu hemen bir psikiyatrda almaktadır. Bugün çocuklarımızın ahlak, terbiye gibi yoksunluklarının ana sebebi dedeleri ve nineleri evden kovmamızdır. Dede ve nineler bir aile için, en korunaklı surları ve kaleleri olan devlet gibidir. Dedeler ve nineler aileler için bir dua kaynağıdır. Bu dua kaynaklarının kaybı eldeki en önemli hazinenin kaybı gibidir. Konuyu şu hadisle bitirelim. “Bir genç ihtiyar bir kimseye  yaşından dolayı hürmet ederse Allah da ona yaşlılığında kendisine hürmet edecek birisini hazırlar.” (Tirmizi , Birr, 75)