Geçen yazımıza devamen…
8-Milli bayramların kutlanması
İslam’da yeri olmadığı gibi, İslam egemenliğinin yürürlükte kaldırıldığı tarihi yıldönümlerini sevinç günleri ve milli bayramlar olarak kutlanması Resmî ideolojinin bayram kabul ettiği, Müslümanların zillet ve mağlûbiyet zamanlarını özel hutbelerle kutlattırmak ta diyanet teşkilatının cinayetlerindendir.
9- Camileri işlevinden çıkarmak; Câmileri sosyal ihtiyaçlar için Müslümanların düğün, yemek ikramı, sohbet, İslâmî ders, kalacak yeri olmayanlara otel vb. aktivitelerle sürekli Müslümanların gündemlerinde olması gereken camilerin, sadece namaz kılma yerleri olarak tahsis ettirerek, camileri gerçek işlevinden uzaklaştırılması. Namaz vakitleri dışında câmileri kilitlemek, namaz kılacaklara yer bile ayırmamakla camiler asrısaadet zamanında ki fonksiyonunda uzaklaştırmak.
10- Nice bidat ve hurafeleri uygulatmak; lalamda bir bap olmadığı halde Cuma gecelerinde gerçekleştirdikleri tecdidi nikâh gibi uygulamasını, dinde gerçekmiş gibi göstermek, Kandil gecelerindeki uygulamalar ve Mevlit adlı şiir kitabını ibadet kastıyla okumak, Sesli tesbih dualarını Kur’an makamıyla, bu bidatleri dinden göstermek.
11- Toplumu İslam’da olmayan şeyler hakkında men etmemek; cenaze sonrası 40. Gün, 52. Gün, lokma günü, helva yapılıp dağıtılması, ölümün arkasında mevlit okunmasının, hatim indirmesinin, tesbih çekilmesinin caiz olmadığını ve bunların ölüye hiçbir faydasının olmadığını hiçbir zaman gündeme getirmemeleri .
İslâm’a tam olarak inanmayanların, hatta Din düşmanlarının bile cenaze namazlarını kılmak ve cemaate kıldırtmak.
12- Konuyu zülfü yara okunmadan geçiştirmek; Diyanet teşkilatı camilerde içki, zina ve tefeciliğin haram olduğunu söylemekte iken, bu günahların işletmediğini yapan devlet veya hükümete karşı herhangi bir deklarasyon yayınlama becerisini göstermemiştir, sahi diyanetin devlete işlediği günahlar yününde tavsiyeler bölümünde de olsa ikaz ettiğini duyan var mıdır. Aksine hutbelerde tefeci tefeciliği lanetleyen hocalar, ayni hutbede tefecilerin kral babası devlete dua etmektedirler, bu nasıl mantalitedir izahı mümkün değildir.
Denilebilir ki devlet bunları bilmiyor mu ki diyanetin uyarmasını ihtiyaç duyuyor olsun, , Peki bunların haram olduğunu bilmeyen Müslüman mı vardır ki durmadan camilerde içki her kötülüğün anasıdır diye söylenmektedirler.
13- İslami terimleri yerinden oynatarak, batıl uğruna kullanmak; Şehitlik kavramı Allah yolunda (yani dini Mübin’i yeryüzüne egemen olması için çalışırken ölen, cihat niyetiyle savaşta) öldürülenlere ölüler demeyin ayeti kerimesini batıl bir inanışın savunucuları için kullanmak cinayet iken, bu hocaların marifetiyle, İslam’ı din olarak tanımayan, kanun yasa olarak görmeyen laik bir devletin askerlerine şehitlik kavramını reva görebilmektedirler.
14- Resmi nikâh olmadan dini nikâhın kıyılmayacağını, Resmi nikâh olmadan dini nikâhın kıyılmayacağını, deklere eden diyanet, nikâhı evliliği evvela devletin tekeline vermek suretiyle büyük bir cürme imza atmış ve atmaktadır. Nitekim şöyle bir açıklama ile; Başkanlığımız, tarihi boyunca erken yaşta evliliklere asla onay vermemiştir, vermeyecektir. Diyerek 16. maddesine, amentü ciddiyetiyle bağlı kalmıştır.
15-Hakkı ketmedip gizlemek; denilebilir ki diyanet neyi gizlemiştir diye, neyi gizlememiştir ki. İslam’ın hakikatlerinden neyi açıklamıştır ki, heykellere saygı duruşunun caiz olmadığını, bunun putlara tapmakla eşdeğer olduğunu dediğini duyan var mıdır? Yok
İslam ile yönetilmeyen bir rejimin Müslümanlar özerinde hiçbir velayet hakkı olmadığını söylerken duyan var mıdır? Yok
İslam ile yönetilmeyen, beşer öngörüleri ile şekillenmiş yasa, ana yasa ve devletlerin indellah katında meşru olmadığını, bunların Müslümanlar özerinde bir velayetlerinin olamayacağını hutbelerde beyan edenken gören var mıdır? Yok, yok, yok. İşte bunlar diyanetin hakkı gizlediğinin barız örneklerinden bir kaçıdır.
16 -Kur’an’ı bölerek bir bölümü ile hareket edip, diğer bölümünü yok saymak; Kur’anın Tağutları ve yandaşları ile ilgili hüküm ve ayetlerini gündeme getirmemek, tefecileri lanetlerken, banka faizlerine ses çıkarmamak, kuranın cihat ile ilgili hükümlerinden söz etmemek, kuranı ayetlerde egemenliğin Allah’ta olması gerekliliğini göz ardı edilmesi... Bakınız Allah bu zümreler hakkında ne buyurmaktadır.
…Yoksa siz, kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Şimdi sizden bu ahdi bozan kimsenin cezası, ancak dünyada rüsvaydık ve bayağılık, kıyamette en şiddetli azaba atılmaktır. Allah sizin bu ahdi bozmanızdan gâfil değildir. Bakara 85
Onlar ki, Kur'an'ın ayetleri arasında da ayırım gözettiler. Hicr 91
17- Kur'an'ı kavramları çarpıtmak; Kur ani kavramlardan olan, ilah, Rabb, belam, Tâğut, tevhit, şehitlik, hâkimiyet gibi kavramları ya anlatmamak ya da Kur’an-ı gerçeklerden uzak, TC rejimine değmeyecek tarzda uzak sahalardan kısır anlamlar ile mayalandırmak. Böylelikle Gayri İslâmî devlet rejimi ile Müslümanları uzlaştırmak, Müslümanları düzene itaatkâr ve hizmetkâr yapmaya çalışmak, Zalim ve Tâğut sayılan rejimlerin emrine girerek din hizmetlerini Allah’ın kanunlarına göre değil de, mevcut sistemin kanun ve genelgelerine göre yerine getirmek.
Peki, Devlet yüz binin üzerinde, cami görevlisine, bunca cami memurun maaşını niye veriyor dersiniz? Çok sevdiği için veya dine imana hizmet olsun diye mi? Elbette hayır! Ellerine kendi bildirilerini tutuşturup okutmak için. Kendi davullarını çalsınlar diye. Gerçek İslam’ı Müslümanlardan uzaklaştırsınlar diyedir.
Kısaca devlet bu işinde de başarılı olmakla kalmayıp diyanet özerinden İslam la alakası olmayan yapay paralel bir din inşa etmiştir.
Hulasa diyanetin İslam ve ya Müslümanlara yönelik ifsat faaliyetleri ile bozuk bir din anlayışını ikame etmiştir ve buna devam etmektedir.
Size anlatmak istediğimiz, diyanetin yapısı değildi elbette ki, veya diyanetin İslam adına bozuk faaliyetlerinden bahsetmek te değildi.
Yırtınmakta asıl amacımız; devletin diyanet özerinde topluma enjekte ettiği milliyetçi ve ulusalcı din hakkında sizleri aydınlatmaktı, sizlere anlatmak istediğimiz dinlerden birisi işte tarif etmeye çalıştığımız bu bozuk (devletin diyanet özerinde camilerde hocaların ağzıyla kustuğu) dindir ki İslam kuran ve Muhammedî dinle zerrece alakası yoktur.
Anlatmak istediğimiz dört dinden 1. Si budur, şimdi bir sonraki yazımızda cemaat STK parti ve tarikatların bilerek veya bilmeyerek oluşturdukları sapık din olacaktır.
Konumuz devam edecektir.