Ülkemizde yaz aylarının sonunda aşırı yükselen döviz kurunun, son günlerde düşüşe geçmesi enflasyon ve aşırı yükselen piyasalar için umut verici oldu.

Fakat bu ani yükseliş, nasıl piyasalara zarar verdiyse, birdenbire aşırı düşmesi de yine piyasalara zarar vermiş ve zarar vermeye de devam ediyor.

İlk yükselişte ne yapacağını pek bilmeyen piyasa oyuncuları, ürünlere yüzde yüze yakın, hatta daha fazla zam yaparak kendilerini kurtarmaya çalıştılar.

Fakat bu fiyat yükselişlerinde hakkı olduğunu düşünenler, fiyatların gerilediği bu günlerde fiyatlarda ki düşüşü ürünlerine yansıtmaları gerekirken yansıtmadılar.

Fiyatlar yükseldiğinde ürünlerin fiyatlarını artırmış olanlar, önceki ürünleri sattıktan sonra, yüksek fiyattan yeni aldıkları ürünleri, alış fiyatları yüksek olduğundan dolayı indirime gidemediler.

Fakat fiyatlar dövizden dolayı nasıl yükseltiliyorsa, döviz düştüğünde de aynı şekilde düşmesi gerekiyordu. 

Olması gereken tabi ki olayların böyle gelişmemesiydi. 24 Haziran seçimleri sonrası, piyasalarda olumlu hava beklerken, rahip Brunson’u bahane eden Amerika’nın baskısı, Amerika Çin ticaret savaşının olumsuz etkisi ve Ortadoğu’daki gerilimin artması piyasaların bozulmasına sebep olan olaylardır.

Bu olaylar karşısında hazine ve maliye bakanı olan Berat Albayrak, yeni olması ve tecrübe eksikliğinden dolayı bu olaylara müdahale de geç kalması çözümü geciktirmiştir.

Ta ki Cumhurbaşkanının bu olaylara el atması, Amerika ile olan krizin bitirilmesi ve piyasaların istediği dille konuşması sonucu fiyatlar düşüşe geçerek normalleşmeye başlamıştır.

Şimdi şu soruyu sormamız gerekiyor. Döviz fiyatlarında ki düşüş kalıcı olabilecek mi?

Ekranlarda yorum yapan ekonomistlerden birçoğuna göre fiyatlar bastırılmış durumda ve yılbaşından sonra veya yerel seçimlerden sonra döviz fiyatlarının yükseleceğini tahmin ediyorlar.

Ekonomik göstergeler de onları haklı gösteriyor.  Fakat şu anda bile ciddi bir kriz varken, eğer döviz tekrar yükselirse, piyasa da tam bir bunalım olacağını söyleyebiliriz.

Hükümet bir an önce bu dengeyi kurmalı ve çözüm üretebilmelidir.

Konuştuğumuz insanların hükümetten beklentisi ekonomi olarak çok yüksek. Eğer bu konuda hükümet müdahale etmez veya geç kalırsa, ekonomik dengelerin daha fazla bozulacağını ve içinden çıkılamayacak bir duruma geleceğini söyleyebiliriz.

Bu da istikrarın ve huzurun bozulması demek olacaktır.

ÇÖZÜM NASIL OLMALI

-Kalıcı çözümler üreterek bu krizi atlatabiliriz.

-Bunun çaresi de faiz, döviz dengesini doğru bir şekilde kurarak ve zamanında müdahale de bulunarak, faiz ve dövizin düşmesini sağlayarak piyasayı rahatlatmak olacaktır.

-Şu anda yapılan yüzde on indirim kampanyası geçici bir çözüm olmasına rağmen faydalı olmuştur.

-İmar barışı ve bedelli askerlikten dolayı biriken paraların da, doğru bir şekilde ekonomiye kanalize edilmesi, çözüm yolunda doğru adımlar olacaktır…