Geçen yazımızda da değindiğimiz üzere bugünkü tarikatlar birçok yünüyle, İslam’dan ırak, yeni bir dinin prensiplerini ihdas etmektedirler. Bu prensiplerin birçoğunu gayri İslami kaynaklardan edinmektedirler. Bu prensipleri incelediğimizde Budizm, Hıristiyanlık ve Yahudilikten hatta putperestliğin prensiplerini bile tarikatın vazgeçilmezlerine soktuklarını görebilmekteyiz…

Şimdi ifrat ve tefrite girmeden, bu sapık prensipleri maddeler halinde yazalım.

  • GAVSLİK PRENSİBİ;

Bir önceki yazımızda hakkında bilgi verdiğimiz gavs denilen hayali zat, Allah’ın yeryüzündeki tek temsilcisi, insanlar ile Allah arasındaki trafo, Allah a ulaşmada onayı alınması gereken kişidir.

HERŞEYİ ŞEYHİNDEN BİLME

Hani bir tabir vardır “Kerameti kendinden bilmek” yani Başka bir etkenle kavuştuğu iyi bir durumu kendi çabasının verimi ya da değerinin karşılığı saymak gibi bu tasavvuf erbabının söylem ve eylemleri Kerameti kendilerinden veya şeyhlerinden menkul sayıp bu yolla olmayacak sapıklıklara imzalar atmaktadırlar.

Şeyhin ‘’kerameti kendinden menkul’’ Darbımeselinden hareketle, olur olmaz yüzlerce binlerce keramet anlatıyor, ama kendilerinden başkası görmemiş...

Hikâyeyi uydurup anlatanın dışında herhangi bir objektif gösterge bulunmadığı ve dolayısıyla da bu iddianın somut bir kanıtı olmadan dilden dile aktarılıp, bu hikâyelerin keramet şeklinde ret edilemez kaide olarak tarikatın merkezine oturması...

Öyle ki gölgeleri bir puta dönüştürülmüş, hayali evliya menkıbeleri ayet hükmünde kabul görmektedir. Onlara ters düşmek cehenneme atılmaya yeterli sebep olarak kabul görülmekte ve korku hegemonyasını kurup insanları kendilerine kul küle etme şeytani planlarını çevirmişlerdir…

Bu hikâyeleri imanı esaslar çerçevesinde incelediğimizde, gerek ilmi, gerek akli ve gerekse ilahi kriterlere göre bir tanıma varmak mümkün değildir. Kendi başına ihdas edilen dinin ayetleri, ister inanır mürit olursun değilse münkir olur tarikattan çıkarsın.

Öyle ki öz be öz oğlunu, kardeşini veya dostunu tarikatı beğenmemekten başka hiçbir suçu olmadığı halde düşman ilan edebilmekte, evlatlıktan ret edebilmektedir…

Bu size Mekke müşriklerinin hayat hikâyesini hatırlatmıyor mu? LA İLAHE İLLA ALLAH dedikleri için hasım ilan edilen akrabalar kardeşler ve evlatlar. Onlar şeyhlerini Allah’ı sever gibi severler. Ona hasım olanı kim olursa olsun anında dışlarlar. Buda o kişilerin sevdiklerini tanrı yerine koyduklarının Türkçesidir. Bakınız yüce Allah bu zümreyi nasıl haber vermektedir “İnsanlardan kimileri vardır ki, (Allah’a ulaşmak için Allah’tan başka aracılar edinerek) Allah’a ortaklar koşarlar ve onları, Allah’ı sever gibi (hatta daha çok) severler. İman edenler ise, en çok Allah’ı severler. Eğer zulmedenler azabı gördükleri zaman, bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu görmüş olsalardı! Şüphesiz ki, Allah’ın azabı çok şiddetlidir” (Bakara 165)

2 - SEKERATTA İMAN KURTARAN ŞEYHLER;

Tarikatlarda sapık inanışlardan birisi de imanın kurtarılması şeyhin varlığına bağlıdır inanışıdır. Olay şöyledir; bir şeyh kendi müridi her nerede olursa olsun, imanını son nefesinde yanında hazır olup şeytanın müridinin imanını çalmasına müsaade etmemektedir. Bu inanışa göre şeyhi olmayan biri ne kadar dindar ve âlim olursa olsun, şeytan illaki bir şekilde gelip onun imanını bir tas su ile de olsa çalıyormuş.

Nasıl bir inanç anlamak mümkün değildir. İslam’ı yaşamanın bir ehemmiyeti yokmuş gibi, önemli olan imanını kurtaracak bir şeyh edinmekmiş gibi…

Peygamberin hayatında, sahabenin uygulamasında veya fıkıhta böyle bir şey olmadığına, ayette buna bir delil olmadığına göre, bunların bu inanışları bir hata veya bidat veya hurafe değil bilakis sapık bir inançtır…

3- CENNETİ GARANTİLEMENİN EN KISA YOLU

Cennette devam eden torpil safsatası, sıratı geçebilme, hesabını kolaylıkla verebilme hatta hesap vermeden direk cennete gidebilmenin yolu bir tarikata bağlı olmaktan geçer… Bu bir iftira değildir ‘’gavsisani’’ diye lakap verilen zatın bizatihi kendi sesinden yapılan bir sohbetinden anlatılmaktadır. Dinlemek isteyen Youtube’a kibrit kutusu ve şeyh diye yazsın bu videonun tamamını izleyebilirsiniz…

Zebanilerin elinden cehennemlikleri kurtarıp cennete gönderen tarikatın gücü… Tarikat ehli mollalardan biri aynen şöyle demektedir; Zebaniler cehennemlik birini cehenneme götürürken, cehennemlik adam ben Nakşibendî tarikatının halidiye kolundayım dediği anda azap melekleri derhal onu bırakırlar. Yine bu videoyu Youtube’dan bulabilirsiniz.

Bu nasıl akıl dışı bir iddiadır Allah’ım, illa birinin torpili gerekiyorsa ben Muhammed’in ümmetindeyim denilsin, niye halidiye kolu Muhammed’in dininden daha mı büyüktür ki ona değil de tarikata kendilerini nispet etmektedirler?

Bununda İslam la zerrece alakası yoktur. Zira Resulallah’ın birilerinin imanını şeytanın elinden kurtardığına dairne bir ayet ne hadis nede sahabede böyle bir olay anlatılmamıştır. Hal böyle iken bunlar neyin kafasını yaşamaktadırlar anlamak mümkün değildir…

4- CENNETİ MÜRİTLERİNE GARANTİLEYEN ŞEYHLER;

Kimileri müritleri mahşerde terlemesin diye onları kibrit kutularında taşıyarak direkt işlemlerini yaptırarak cennete koyarlarken… Kimileri hesabı hafifletmede yanmayan kefenler satmakta… Kimisi Kuran’dan bin kat daha hayırlı salâvatlar pazarlamaktadırlar… Kimisi nalı şerifi sakalı şerifi hatta Sümük’ü şerifi pazarlarken… Kimileride dünyada cennetten arsa satışları yapmaktadır… Diğer birileri daha neler söylemektedirler neler… Bu sapık itikatları burada yazmaya imkân yoktur ciltler dolusu sapık hikâye…

İşin vahim olan tarafı bunlar sadece lafta hikâyede kalmıyor itikat haline gelmektedir…

Bu yapılar İslam adına İslam la alakası olmayan bir din uydurmaktadırlar. Bunların şerrinden emin olmak için Kuran, Sünnet ve fıkhı iyi bilmek gerekir, rabbim bizleri bunların şerrinden korusun.

Düşman hasmını açıktan öldürmektense, genelde sinsi bir şekilde, hasmına zehiri, en çok sevdiği yemeğin içinde, en süslü tabakta sunar. Hem de beklemediği anda ve güvendiği kişinin eliyle. Bugün yaşadığımız gerçek acıda olsa budur. İnandığımız hoca ve şeyhler tarafında dinsizleştirilmekteyiz, imansızlaştığımızın farkına varamadan…

Yazımız kaldığı yerden devam edecektir.