Bir seçim daha kazasız belasız sona erdi. Bu seçim şimdiye kadarki tüm seçimlerden çok daha büyük bir önem arz ediyordu. Çünkü milli iradenin karşısında malum muhalefet yoktu. Düpedüz küresel şer odakları vardı. Asırlardır ümmetle savaş halinde olan. Ümmetin son ana kalesi Osmanlıyı hall eden. Ümmeti altmış devlete ve binlerce hizip ve klik olarak bölüp parçalayan. İki asırdır ümmeti oyalayan ve bir asırdır da hepsini fiili olarak sömüren güçler vardı.
90 yıldır ülkemiz ve dolayısıyla ümmetin önüne takoz olanlar bunlardı. Ülkenin sadece son on yılda ve nice engellemelere rağmen çağ değil, neredeyse çağlar atladığını insaflı ve aklıselim her vatan evladı görüyor ve takdir ediyor. Şimdi bir düşünelim, cumhuriyet kurulalı beri, son on yıldaki gibi normal bir şekilde yönetilseydi, bu ülke şu an nerelerde olurdu. O zaman, İslam diyarına şu an yaşattıklarını yaşatan zalimler, aynı zulüm işgalleri yapabilirler miydi? Sizin takdirlerinize bırakalım.
Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan darbeleri ve en son 15 Temmuz darbesini planlayan ve yapanlar da bunlardı. Darbe günlerinde yapılan açıklamalara göre, bu küresel çeteler, dünyada 140 küsur darbe yapmışlardı. Tabi bunlar, açıkça yapılanları. Bunun birkaç katı da gizli olanları elbette vardır. Bu darbelerden iki tanesinde başarısız olmuşlardı. Biri Venezüella’da Hugo Çavez’e yaptıkları darbe. Diğeri de bizim ülkemize ve Recep Tayip Erdoğan yaptıkları darbe.
Bizim ülkemizde her on yılda bir yapılan ve başarılı! Olan darbelerin her birinin ülkemizi kaç on yıl geri götürdüğünü hatırlayınız. Her darbeden sonra kaç milyar dolar zarara uğrağımız şöyle dursun, kaç bin canlara kıyıldığını hatırlayınız. Kaç on binlerin hiç yere hapislerde çürüdüğünü…Kaç ailenin dağıldığını…Ne kadar büyük sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik felaketler yaşandığını hatırlayınız.
Dolayısıyla bundan böyle seçimlere sıradan birer seçim olarak bakmayalım, ne olur… Büyük resmi görelim. İçeriden ve dışarıdan; vatan, millet ve mukaddesatımıza kast edenlerin olduğunu görelim. Uyanalım, bilelim ve uyaralım ki, artık bizde seçimler, hakla batıl kavasının net bir tezahürüdür. Sistemin tağuti oluşu, işin fıkhi yönü falan kendi aramızda ayrıca tartışacağımız konulardır. Sistemin yamukluğunun elbette farkındayız.
Hatta Türkiye’deki seçimler, artık ümmet yurdunun tamamında sür git devam eden; savaş, işgal, katliam, sömürü ve talanlardan bağımsız değildir. Bizim hem devlet, hem millet ve hem de ümmet olarak resme böyle büyük bakmamız gerekmektedir. Aksi halde, küresel şer odaklarının planlarına yenik düşeriz. Bu işin şakası yok. Hala meseleye sıradan seçimler gibi yaklaşanlar, lütfen bir daha ve iyi düşünsünler.
Elbette bu, sadece Türkiye’deki seçimler için de değil, İslam yurdunun her parçasındaki seçimler için de geçerlidir. Mısırdaki seçimler, Cezayir’deki seçimler, Pakistan’daki seçimler, Bangladeş’teki seçimler ve diğerleri… Seçimlerin yapılamadığı ve yapıldığı yerlerde de seçimin sureta olduğu tüm yerler için de geçerlidir.
Aslında tüm bu saydıklarımız ve saymadıklarımızın hepsine, küresel zulüm odakları; direk ya da dolaylı olarak müdahildirler. Sadece bizde ve mısırdaki gibi bazı yerlerde önemine binaen bu açığa çıkmaktadır. Aksi halde uluslararası şebekeler asla boş durmuyorlar ve İslam yurdundaki her gelişmeyi takip etmektedirler.
Allah (cc) a hamdolsun ki bu sefer de onlar yenildiler. Evet, tüm güçleriyle cephede olmalarına rağmen yenildiler. Dövizi şahlandırmalarına rağmen yenildiler. Soğan, patates vs. fiyatlarla oynamalarına rağmen yenildiler. Ümit ederiz ki bu yenilgileri daim olsun. Kendi arlarında ta derinlerde var olan kin ve nefreti, fikir ayrılıklarını rabbim yeniden nüksettirsin de dünyanın mazlumlarıyla uğraşacak mecalleri kalmasın.
Evet,şimdilik ve bu seferde kaybettiler. Ama asla vaz geçmeyeceklerdir. Hak ve batılın kavgası mahşere kadar devam edecekse, batılın ta kendisi olan bu küresel şer odakları asla durmayacaklardır. Bakın seçim zaferinin hemen akabinde reise su-i kast girişiminden bahsediliyor. Hepsi mümkün… Söylenecek çok şey var. Zafer sarhoşluğuna sakın girmeyelim. Uyanık olalım. Unutmayalım ki SU UYUR DÜŞMAN UYUMAZ. Devam edeceğiz inşallah. Selam… Dua…