Şu birkaç gün içinde içimizi yakan, yüreğimizi dağlayan şehit haberleri almaya başladık.
Filistin’de her gün onlarca şehit haberinin üzerine bu haberler… Kaldı ki, bu toz duman içinde İran’da her gün düzinelerle Sünni Müslüman darağacında sallandırılarak infaz ediliyor. Kimsenin haberi yok. Sudan da Yahudilerin katliamlarını aratmayan bir kıyım var. Yani Hak-batıl savaşı diyebileceğimiz kavga giderek kızışıyor. Genişleyerek ve çeşitlenerek devam ediyor.
Yahudi’nin “arz-ı mevû’d” planının ön karakolu olan PKK adeta nizami bir orduya çevrildi. Yüzbinlerce tır silah ve mühimmatın yanında hava gücü ve hava savunma sistemleri de verilmeye başlandı. Evet, küresel çeteler, vaz geçmiyorlar her renkten vekâlet ordularıyla iş tutmaya devam ediyorlar. Ancak tüm bunlara karşın onların tüm bu planları tutmayacak ve sonunda zelil ve rüsva olacaklardır. Tarih boyu tüm zalimler kaybettikleri gibi bunlar da kaybedecekler.
Allah (cc) şöyle buyurur: “De ki: Size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi? (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir.” (Kehf 18/103-4) “…Zalimler, hangi dönüşe döndürüleceklerini (nasıl bir devrilişle devrileceklerini) yakında bileceklerdir.” (Şuara 26/227)
Malum 15 Temmuz darbe girişiminde küresel çeteler tarihinde ilk defa tüm cepheleriyle harekete geçerek gerçekleştirdiği bir darbede mağlubiyet yaşadı. El âleme rezil oldular. O günden sonra bize karşı hınçları daha da arttı. Dünyadaki tüm uyuyan hücrelerine yıkılmadım ayaktayım mesajı vermek kastıyla, ülkemizde son çırpınışlarını yapmaktadırlar.
15 Temmuz destanından sonraki dinci-dinsiz tüm terör saldırıları, bu çırpınışların parçalarıdır. Dünyadaki sömürgelerine de açıkça gözdağı vermektedir. “Darbe olmasa da başka “B-C-D” planlarımız vardır” demeye getiriyorlar. Depreşmeyin, sömürülmeye razı olun, Türkiye gibi itiraz etmeye kalkarsanız, rahat yüzü göstermeyiz” demek istiyorlar.
İslam Ümmeti on beş asırlık devasa bir çınar misali asırlarca ihtişamıyla yaşadı. Önceleri dışardan müdahalelerle bu çınarı tırtıklayıp zayıflatmaya ve devirmeye çalıştılar. Kısmi zararlar verdilerse de yıkamadılar. Sonunda ağacın kendi bünyesinden kurtlar üreterek, bu ulu çınarı devirmeyi denediler. Kadim hadis birçok fikir akımları ve “firak-ı dalle” bu kabildendir. Mutezile, kaderiye, cebriye, hariciye, Cehmiye, Babilik, Bahailik, Kadiyanilik vs. çağımız da türetilen dinci dinsiz birçok örgütler de aynı kabildendir.
Kimi ulu çınarın dalından, kimi yaprağından, kimi kökünden, kimi de toprağın atındaki damarlarından kemirerek yıkmaya çalıştılar, yıkamadılar. Bu kadim fırkalardan en fazla bu ulu çınarı uğraştıran 20-25 değişik kısmıyla Şia fırkasıdır. Buna 2-3 asır önce bir de harici Vahhabi fırkayı eklediler. İkisi beraber, İngiliz, Fransız, Yahudi vd. haçlılarla işbirliği yaparak, bu ulu çınarın son temsilcisi Osmanlı imparatorluğunu yıkıp, mülkünü talan ettiler.
Bununla da yetinmeyip bu parçaları da kendi arasında bölüp parçalama çalışmaları sürgit devam etti ve hala ediyor. BOP planı kısmen sekteye uğratılsa da hala artçı sarsıntıları devam ediyor. İşte Irak’ı fiili olarak üçe ayırdılar. Suriye’yi üç veya dörde bölecekler. Sudanı ikiye bölmüşlerdi, şimdi birkaç parçaya daha bölmek için çalışıyorlar. Yemeni, üçe böldüler, Libya’yı üçe mi, beşe mi, kaça böldükleri belli değil. Anadolu üzerindeki emelleri ezelden malum.
Ama zalimler yenileceklerdir. Bu Allah'ın (cc) vadidir ve Allah'ın (cc) vadi asla şaşmaz. Allah (cc) Kur’an’ı Kerim de geçmiş kavimler ve zalimlerin helak edilenlerinden sadece numunelik bazı örnekler verir. Tüm bu örneklerde çok ders ve ibretler var. Zalimlere ihtar ve gözdağı, mazlumlara ise müjde, destek ve teselli olması en önemli derslerdir.
İnadına safları sıklaştıralım, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirelim. Göreceğiz ki zafer uzak değildir. Şehitlerimize Allah (cc) tan rahmet, yaralılarımıza acil ve hayırlı şifalar, yakınlarına ve tüm halkımıza sabır ve metanet dileklerimle… Unutmayalım ki, her doğum sancılı olur. Doğum sancısı tüm sancılardan daha acı olur. Ama sonrasında büyük bir zafer, sevinç, neşe, barış ve esenlik olacaktır. (Kâfirlere ve zalim düzenlere karşı) Sakın gevşeklik göstermeyin, üzüntüye girmeyin (ümitsizliğe düşmeyin). Eğer gerçek mü’minlerden olursanız zaten en üstün sizsiniz. (Ve galip geleceksiniz.) (Âli İmran 3/139) Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...