Bu nasıl bir anlayıştır ki bizlere sürekli yanlış aktarılıyor evet namaz dinin direğidir ama o direğin yıkılmasına sebep olan ise ahlakımızdır niçin bunu görmezden duymazdan geliyoruz oysa hâk Teâlâ diyor ki ben o kimselerin gecelerini ibadetle gündüzlerini oruçlu sayarım peki kimlerin biliyor musunuz?
Terbiyeli ve takva sahibi-i kişilerin Ya yazık değil mi bunca ibadetlerimizi boşuna heba ediyoruz tekrar ediyorum kısacası bizleri yoktan var eden bizlere bu dinî yine bizlerin huzuru için göndermiş bu huzuru bulmanın yollarından biride incitmemekten geçiyor. Yani kâinatın kitabı bana diyor ki; örneğin Ahmet’e maddi ve manevî değerlerine zarar verme bu kez Ahmet ’ede aynı şeyi söylüyor. Sözüm ona sen veya ben bu kuralı ihlal ettikten sonra Allah aşkına kıldığımız namazın ne önemi kalır üstelik yine Allah diyor ki; Ahmet’e olan borcunu Ahmet af eder ben karışmam.
Eee geriye ne kaldı ben sizlere efendim kuranın şu ayetinde kul hakkı için şu ifade yazıyor demiyorum zaten gerekte yok zira hepimiz de biliyoruz ki üste anlattığım doğrudur. Ha bu arada namaz kılmayanlar kendini aklamasın yani efendim en azından ben onlar gibi yapmıyorum düşüncesine kapılmasın lütfen özellikle de din konusunda yüzeysel düşünmeyelim ve de elimizde olan bu kutsal kitabı sadece namaz oruç ve fevri ibadetlere meselâ namaz oruçla bizleri Allah’a yaklaştıran bir kitap olarak algılamayalım. Hani Veysel Karain’in dediği şu cümlede hikmet arayalım dört kitabın manası belgelidir bir Elif’te sen yeter ki ara ve aradığın her ne var ise mutlaka o kutsal kitapta yazılı sen yeter ki ara unutmadan yazayım yine Veysel’in dediği üzere Ehlî ilim meclislerinde aradım kıldım talep ilim irfan geride kaldı.
İllâ edep illâ edep kısacası yine olay kendimizde başlar kendimizde biter kısa yol ise samimiyet zira o samimiyet sana istediğin gerek insanı davranışın en iyisini gerekse ilmin en faydalısını gösterir seyri ibret insanlık Bir seyri ibrettir insanı mahlûkat Âdem’den bu deme akıp giden bir hezeyan bakarım dünden yarınlara şaşkın şaşkın Anlamı bir çare kalıyor.
Hilkate asi yürüyüşümüzün Bir mesafe ki aslı ile arada, mağrura mağrur ezele ebede gibi hakikat yaratılışa mahcup dönüyor çarkı devran nefsimizde kırık bir plak misali Hep aynı nakarat, düşmeyen yakamızda, ya cehaletten öte, ya da Kibri riya taşınır da taşınır omuzlarda, Günahı güruh ki Aşikar Zelil ediyor bizleri dünden evvelden Şeytana minnettarlık misali tavırlarımız yoksa biz değil miyiz imtihan edilen? Kurtuluşu yok mu, Habil’i katleden kabilden?