Cumhurbaşkanı “Metal yorgunluğu” tanımlamasını yapalı epeyce zaman oldu. Bu hususta ülke genelinde teşkilatlarda hareketlilik başladı. Taban da yeni bir oluşumun heyecanı ve arayışlar oluştu. Birçok şehirde İl ve İlçeler teşkilat yönetimlerini yenileyerek, Sayın Cumhurbaşkanının tavsiyesine uydu. Bu yenilikler siyaseten ne getirir veya ne götürür bunu zaman içerisinde göreceğiz.
Aslında tüm bu yapılması planlanan “Yeniden yapılanma” talebini bir zarurete dönüştüren sebepler zincirini irdelemek gerekmiyor mu?
Cumhurbaşkanı, durduk yere, “Haydi bunu beğenmedim, şu olsun” demedi ya! Bu gerekliliği elzem kılan nedir ya da nelerdir?
Cumhurbaşkanı, bir sonraki konuşmasında “Kibir ve tevazu”dan bahsetti. En son konuşmasında ise “Yolsuzluğa bulaşanları aramızdan atacağız” mealinde konuştu!
Bu ne anlama geliyor? Gayet açık ve net;
” Parti içerisinde kendisine tevdi edilen mevki, makam ve koltuğu şahsi kibrine kılıf yapanlar! Belediyelerin sahip olduğu devasa bütçelerden, Nev-i şahsına “Bal tutan parmağını yalar” vazifesi zuhur ettirenler! Sizin hepinizi biliyorum ve burnunuzdan getireceğim”
Dün Kanal 5 Televizyonunda katıldığım bir program da bu meseleye dair konuştuk. AK Partinin düçar olduğu “Metal yorgunluğu” meselesini enine boyuna tartıştık.
Hemfikir olduğumuz genel düşünce, AK Parti’nin karşı karşıya kaldığı marazın sadece metal yorgunlukla tanımlanamayacağı hususunda idi. Zira sayın Cumhurbaşkanı bunu en iyi biliyordu ve metal yorgunluğu tanımlamasının hemen akabinde “Kibir ve yolsuzluk” uyarısında bulundu.
Ortada bir yorgunluğun olduğu vakidir, ancak bu yorgunluğun en büyük kısmını “Oturdukları koltukları ve çıkarlarını korumak için sarfedilen çaba” oluşturmaktadır.
AK Partili kimi Belediyeler ve Teşkilatlarda ciddi yıpranmalara yol açan dedikodular, söylentiler maalesef ayyuka çıkmıştır. Herkesin bildiği ama belgelendiremediği söylentiler zaman zaman basın ve medyada dile getirilse de, bazı çevreler perde gerisinden devreye girerek konuyu kapattılar.
Gerekirse bunların hepsi müşahhas örneklere dökülebilir. Asıl sorun şu ki; 2019 seçimlerine az bir zaman kala, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yürüttüğü “Yeniden diriliş” hareketinin önünü kesmek isteyen iç ve dış mihraklar, günün sonunda bahsini ettiğimiz kanattan, cephede ciddi bir gedik açma gayretindedir.
Gün itibarıyla, gönüllerini hoş, koltuklarını sıcak tutarak, hayatlarını “Kahkaha” atarak geçiren bu “Zerzevat” taifesi, hem Cumhurbaşkanına ve hem de onun kutlu davasına en büyük zararı verdiklerini hala anlamamış görünüyorlar! Ya da işlerine gelmiyor. Kişisel çıkar ve kibirlerini, türlü entrikalarla besleyen bu taifenin, çok geç olmadan AK Parti yapısından azl edilmesi gerekir. Eşyanın tabiatı ve içinde yaşadığımız coğrafyanın tarihsel misyonu bunu emreder!
2019 seçimi sadece bir seçim olmayacak! Bir ülkenin ve hatta bir ülkeler coğrafyasının kaderi oylanacak! Bu seçimde zaaf oluşturacak tüm fazlalıkların derdest edilmesi, bertaraf edilmesi gerekmektedir. Seçim atmosferine girildiğinde çok daha sinsi saldıracaklar! Sağdan, soldan, ellerine geçirdikleri her bilgiyi, belgeyi, söylentiyi, adeta bir silaha dönüştürerek saldıracaklar! Amaç belli ve hedef malumdur! Türkiye’nin yükselişi ve mazlum insanlık için umut olmasını istemiyorlar. Bunun için Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı neye mal olursa olsun bitirmek gayesindeler. Hülasa, 2019 “İstiklal ve özgürlük” seçimi olacaktır.
Şimdi gelelim Gaziantep’in durumuna! Geçtiğimiz günlerde beş İlçede Kongreler yapıldı ve eski yöneticiler yeniden seçilerek görev aldılar.
Muhtemelen, diğer İlçe ve İl teşkilatında da durum farklı olmayacak. Eski yöneticiler yeniden ve “İttifakla” seçilerek yollarına devam edecekler.
Bu işin sırrını gece boyunca düşündüm. Zira, en masum ifadeyle metal yorgunluk olarak zikredilen illet, Gaziantep AK Parti teşkilatlarına hiç uğramadan “Teğet” geçmişti! Bu nasıl mümkün olurdu? Bu sual için mutlaka bir cevap gerekliydi, hem de bilimsel türden!Zihnimde parlak bir ışık yandı! Cevabı buldum. Daha önce nasıl da akıl edemedim diyerek hayıflandım.
Metal yorgunluğun tek çaresi var idi; Baklava ve Küşleme!
Gaziantep bir Gastronomi şehridir ve bizim Başkanlarımızın ve siyasetçilerimizin en çok sevdiği ve en çok tükettikleri “Baklava ve Küşleme” olunca, elbette metal yorgunluk falan kalmazdı!
Ben acizane tavsiye ediyorum. Diğer şehirlerimizde metal yorgunluğa ”Maraz” lanmış teşkilat yöneticileri, bol, bol baklava ve küşleme tüketirlerse, üç beş güne kalmaz tamamen şifa bulurlar. O halde metal yorgunluğu hisseden tüm siyasetçiler,
“Buyurun Gaziantep’e!”