En büyük silah okumaktır. En büyük mermi ise kalemdir. Mermi insanı sadece bir an içinde öldürür veya vücudunda tahribat meydana getirir. Kalem ise insanın algısında ve ruhunda değişmeler meydana getirir.
Hakikat ile alakalı birkaç söz söylemekte fayda var. Hakikati anlamak için öncelikle kalbin dosdoğru ve duru olması gerekir. Yalnız bu yetmez. Tam olarak hayatı tanımak ve basiretin uygun çalışması gerekir.
En büyük kabiliyet; bireysel yetenekler, fırsatlardan doğan kuvvet veya başka birtakım güçler ile değil, tam anlamıyla kararlı ve cesur bir 'Duruş' ile sağlanır. Elbette sağlam bir duruşun üzerinde azimle devam eden kimse arada zorlansa da karakterinin temeli çok sağlam olacaktır.
İnsanın kendini ifade etmesi tabiki iyidir. Ama oturaklı bir susmayı düşük seviyedeki bir konuşmadan üstün tutarım. Çünkü bu şekilde susan bir kimsenin dolu olduğu gibi düşük seviyede konuşan kimsenin içerisi bomboştur. Bu yüzden böyle bir durumda susmak konuşmayı ağırlığından dolayı ezer.
Denilir ki dünya içerisinde maddi kazançlar genel anlamda hile ile sağlanır ve bu bahsettiğim duruş meselesi hilenin tam zıttıdır. Çünkü hile zayıflıktır, duruş ise güç gerektirir. Hile korkaklıktır, duruş ise cesaret gerektirir. O yüzden duruş daha tehlikeli ve zor bir yoldur ve dünya mantığına ters düşer. Velev ki öyle ama dünyayı isteyen kim ki zaten.
Bu bahsettiklerimdeki kazanç mana yolundadır. Hiç kimse farkında olmasa bile bütün sebeplerin hepsi manaya bakar. Sebep ne şekilde hareket ederse etsin mananın yönünü gösterir. Sebebin kendisi farkında olmasa bile kişiyi mana yaklaştırıyorsa maddi gerçekte ne kadar değersiz gözükürse gözüksün hakikatte ruha büyük armağandır. Sebep manaya yakınlaştırmıyorsa dıştan gözüken bahtiyar manzara hakikatte sefalete batırır. Hakikati görebilene ne mutlu ki bütün bu sebeplerin hepsine bakınca o hep manaya yakınlaşır. Velev ki sebeplerin hepsi bunu hiç bilmesin. Meselenin en güzel tarafı da bu ya.