Dün varsın, bugün yoksun.
Oysa sadece bir gün var arada.
Dün varlığın ne kadar gerçekse, bugün o kadar yokluğun o kadar gerçek! Hemde hiç yoksun.
Bir ağıt oluyorsun. Bir rüya, anı, bir hayal oluyorsun birden bire. Ve cenazeye çıkıyor adın.
Öyle ya, “Cenaze geldi, cenazeyi kaldırın, cenazeyi götürün” oluyor.
Birde “benimdir” dediğin ne varsa, hepsi geride kalıyor. Annen, baban, eşin, kardeşlerin, çocukların. Yani “benimdir” dediğin ne varsa Bir tek amellerin kalıyor senle. Kabre giren ve o çetin günde senle olacak olan.
Bir tek ahiret için yaptıkların kalıyor. Gerisi koca bir “yalan” oluyor. Rütben, konumun, mevkin, makamın. Ölüm, büyük bir sel suyu, hepsini önüne katıp götürüyor.
Bir hiç oluyorsun bu dünyada. Bir hıçkırık oluyorsun.
Bir kalp sızısı Bir yürek acısı. Bir gönül yarası oluyorsun.
Sevenlerin gözlerinde bir damla yaş. Dostlarının arasında bir tebessüm. Ve kayboluyorsun gözden. Bir daha dönmemek üzere. Dedim ya, ölüm ne garip şey!