Toplum olarak son zamanlarda çok amansız bir hastalığa yakalanmış durumdayız.

Kiminle konuşsan şikâyet ediyor.

Yüzünü hangi tarafa çevirsen soğuk bir şikayet rüzgârı esiyor.

Toplum olarak her alanda ağır bir memnuniyetsizlik hastalığına yakalanmış durumdayız.

Öyle ki, hiç kimse halinden memnun değil!

Herkes şikâyetçi!

Hiç kimse işini, aşını, evini, komşusunu, çevresini, akrabalarını, dostlarını beğenmiyor!

Hiç durmadan şikâyet ediyorlar, zamandan, ortamdan, sıcaktan, soğuktan, geceden, gündüzden, içerden, dışardan, kalabalıktan, yalnızlıktan, sesten, sessizlikten, kısacası her şeyden şikâyet ediyorlar.

Tedavisi zor bir hastalık ile karşı karşıyayız.

Toplum olarak, adeta birbirimizle şikâyet etme yarışına girmişiz.

Çalışan da, çalışmayan da, zengin de, fakir de, yönetici de, yönetilen de, amir de, memur de mevcut hal, durum ve vaziyetten sürekli şikâyetçi!

Dedim ya ciddi bir hastalıkla karşı karşıyayız.

Kimse mutlu, kimse huzurlu ve mesut değil!

Olup bitenlerden iktidar da şikâyetçi, muhalefette…

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, sürekli şikâyet etme davranışı, sorumluluktan kaçma, elini taşın altına koymama hastalığıdır.

Öyle ki, var olan sorunların çözümü için değil elini taşın altına koymak, çözüm önerilerinde bile bulunmuyorlar.

Sürekli şikâyet, sürekli şikayet!

Ortada bir sorunun olduğu kesin, ama bu sorunlar var olan durum ve gidişattan değil, bizzat bizde kaynaklanıyor, bizden başlıyor.

Yani şikâyet etmekten başlıyor.

Bir insan için şikâyet etmekten daha büyük bir sorun yoktur.

Büyük bir hastalıktır şikâyet etmek.

İbn-i Sina, “Sürekli şikayet etmek kanı soğutur, dolaşımı yavaşlatır. Bu durum mizacın soğumasına da neden olur.” diye belirtiyor.

Burası dünya, burada dert olur, burada sorun olur, burada sıkıntı olur.

Burada kavgalar olur, küskünlükler, dargınlıklar olur.

Yorgunluklar olur, hastalıklar olur burada.

Burada işin sonunda ölüm olur!

Velhasıl konuyu daha çok fazla yorumlayarak, ben de şikâyet edenler kategorisine girmek istemiyorum.

Sorunlar elbette var.

Şikâyet edilen konular, elbette boş konular değil.

Belki ağır olacak ama sürekli şikayet etmek boş insanların davranışıdır.

Dünya kurulduğu günden bu yana da hep vardı bu sorunlar.

Evet, şu anda karşılaştığımız sorunların aynısı değildi belki, ama benzerleri hep vardı.

Dedim ya burası dünya!

Bundan sonra da hep var olacak bu ve buna benzer sorunlar.

Bize düşen, var olan sorunları çözümü için inisiyatif almaktır.

Tebessüm ederek üstüne gitmek ve çözmeye çalışmaktır sorunları.

Şikâyet etmeden!