Mümin, zerre kadar dahi olsa insana ve hiçbir canlıya zarar vermez, yetimin ve yoksulun hakkına girmez, ticaretinde kimseyi aldatmaz, ölçü ve terazide hile yapmaz, yalan söylemez, iftira etmez, karıncayı incitmez. Çünkü her şeyi bilen ve gören Allah aklında ve gönlündedir. Adını duyduğunda yüreği titrer, O’na karşı mahcup düşmekten utanır, cehenneme düşmekten korkar. İşleri dürüst ve insanlığı erdemli olur, düşmanların kınamasına aldırmaz, çünkü Allah’a sonsuz güvenir.

“Allah ve Resûlü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde hiç bir itiraz ve kalplerinde bir tereddüt olmadan teslim olurlar.” (Ahzab, 36).

Allah’ın ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır. Kur’an, müminler için ölçü ve terazidir. Kötü dediği kötü, güzel dediği güzeldir.

Mü’min, nerede olursa olsun, kuş uçmaz kervan geçmez kayalarda olsa veya denizin dibinde ya da gökyüzünde olsa, arpa tanesi kadar iyi ya da kötü bir şey yapsa bütün bunları kayıt altına alan, kendisini takip etmekle görevli meleklerin bulunduğuna inanır.

Öldükten sonra tekrar dirilme ve dünyadaki hayatından hesaba çekileceği kıyamet gününü unutmaz, namazlarını özenle kılar, fakir ve yoksulları gözeterek kıyamet gününe yüksek kazançlı yatırım yapar. Hayat boyu imanını canlı tutar, Allah’a ibadet etmeyi yaşlılık dönemine ertelemez, ateşe atılmaktan çekindiği gibi imandan sonra küfre düşmekten çekinir.

Mümindeki Allah’a karşı olan bu duygu, aslında Allah’ın o kulu sevdiğinin alametidir. Çünkü bu beş alameti kendisinde bulunduran imanın tadına vardığı gibi, Allah’ın da sevgisini kazanmış şerefli insan övgüsüne de ulaşmıştır.

Fakat, Allah’a ve Peygamberine inandığını söyleyip, hiç bir rahatsızlık duymadan kul hakkına giriyorsa, Allah’ın yasaklarını çiğniyor ve bunları yaparken Allah’ı aklına getirmiyorsa, ismi anıldığında korku ve heyecan duymuyorsa, Allah’ı bırakıp fanilere bel bağlamışsa, Kur’an ayetlerinin mesajları karşısında imanında bir ilerleme olmuyorsa, Kur’an’ı okumayarak ona karşı mesafe koymuşsa, okunan ayetlere rağmen, insan onuru ve şerefini hiçe sayan, yetimi ve yoksulu itip kakan davranışlarına devam ediyorsa,

insanların yüzüne gülüp arkadan işler çeviriyor, ticaretinde hile yapıyor, müşterilerini aldatıyor, iftira, gıybet ve dedikodularla insanların onuruyla oynamaya devam ediyorsa,

hesap günü ilk sorulacak olan ve minarelerden her gün beş defa yükselen Allah nidalarına karşı tepkisiz kalıyor ve namazı kılmıyorsa, fakir ve muhtaçların sıkıntılarını hissetmiyorsa, Kur’an’ın tanımıyla gerçek mümin olamamıştır.

Mü’min, kalbi “Allah Allah” ritmiyle atan, O’nu hiç aklından ve gönlünden çıkarmayan kimsedir. Allah ve Resûlünü herkesten çok sever ve sevdiği kişileri de sadece Allah için sever. O Allah ki yaratandır, yaşatandır, öldürendir, tekrar diriltip hesaba çekecektir.