İstanbul'un fethi ile ilgili kutubu sitte'de geçen hadisler, daha çok buranın ahir zamandaki fethiyle ilgilidir.
Özellikle selefiler ve bazı aşırı Arap milliyetçileri İstanbul'un fethini küçümsemek ve diğer hadiste geçen burayı alan komutana olan övgüyü Fatihe mal etmemek için öne sürmektedirler.
Ahmed Şakir diyor ki:
“İstanbul’un yakın yahut uzak gelecekte fethedilmesi hadislerde müjdelenmiştir. O fetih Müslümanlar yüz çevirdikleri dinlerine döndükleri zaman gerçekleşecek sahih fetihtir. Bu asırdan önceki Türklerin (Fatih Sultan Mehmed’in) fethine gelince bu en büyük fethe hazırlıktır.
Sonra İstanbul yine Müslümanların elinden çıkmıştır. Hükümet gayri İslami dinsiz bir hükümet olduğunu iddia ettiğinden, din düşmanı kâfirlerle antlaşma yaptığından ve milletine putperest kanunlarıyla hükmettiğinden beri İstanbul Müslümanların elinden çıkmıştır. İnşallah Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in müjdelediği gibi İslami fetih geri dönecektir.”
Burada İstanbul'un fethi ne kadar küçümseniyor. Halbuki İstanbul'u Fatih feth etmeseydi Bizans hala varlığını devam ettirmiş olacak, Müslümanlar Avrupa'ya girmemiş olacak ve belki de batının İslam dünyasını sömürgeleştirmesi daha önce başlayacaktı. İstanbul'un alınmasıyla kendisini savunan değil, taarruz eden bir İslam ordusu oluştu. İstanbul'un fethi bir dünyanın/medeniyetinin yenilgisidir. İslam'ın İzzetidir. Bu nedenle Fatih Konstantiniye'ye İslambol adını vermiştir.
Peygamberin böyle büyük bir başarıyı yapan komutanı övmesi neden boşuna değildir.
İstanbul'un bugün İslam'i anlamda yönetilmemiş olması, insanlarının İslamdan uzaklaşmış olması buranın müslümanların elinden çıktığı anlamına gelmez. Bu müslüman kitlenin tekrar ihya olacağı, onların torunlarının bayrağı devr alacağı anlamına gelir. Müslümanlara düşen buradakileri kafir ilan etmek değil, tebliğ etmeleri ve kalpleri feth etmeleridir. İstanbul müslümanların eline geçti. burası darul islam'dır.
Hadisler şunlardır:
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Bir tarafı denizde bir tarafı karada olan bir şehir (İstanbul’u) duydunuz mu?’ diye sordu. Sahabeler:
−Evet ya Rasulallah dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
−‘İsmail oğullarından yetmiş bin kişi o beldede savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Oraya geldikleri vakit kılıçla savaşmazlar, ok atmazlar. La ilahe illallah Allah-u Ekber derler, şehrin deniz tarafı düşer. Sonra yine La ilahe illallah Allah-u Ekber derler şehrin diğer tarafı düşer. Sonra yine üçüncü defa La ilahe illallah Allah-u Ekber derler onlar için bir gedik açılır onlar da şehre girer ganimet elde ederler. Onlar ganimetleri taksim ederken birisi gelir de: ‘Deccal çıkmıştır’ diye bağırır. Onlar da her şeyi bırakıp geri dönerler’ buyurdu.”
Müslim: 2920
İstanbul’un savaşsız olarak fethedilmesi henüz meydana gelmemiştir. Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle diyor:
“Konstantiniye’nin fethi kıyametin kopmasıyla beraberdir.”
Mahmud ibni Gaylan Tirmizi’nin şeyhi diyor ki:
“Konstantiniye Rumların şehridir. Deccal zamanında fethedilecektir. Konstantiniye Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabının bir kısmı zamanında fethedilmiştir.”
Tirmizi: 2340
Bu hadislere baktığımız zaman İstanbul'un fethi ile ilgili öven hadisi nesh etmediği gibi onun önemini küçümsemez. Burada iki hadisi mecz ettiğimiz zaman İstanbul'un çeşitli zamanlarda feth edileceğini göstermiştir. Burayı ilk alan komutan övüldüğü gibi, ahir zamandaki önemini ve tekrar alınacağını da göstermiştir.
Yani bu hadisler diğer hadisin önemini yok etmediği gibi nesh etmemiştir.