İslam tasavvufunda nefsin yedi mertebesi olduğunu söyleyen Psikolog Merter, bu mertebeleri de şöyle sıralıyor:
"Nefsi Emmare, yani kötülüğü emreden ve bundan zevk alan;
Nefsi Levvame, yani kötülük yaptığında bundan pişman olup af dileyen;
Nefsi Mutmainne, yani tatmin olmuş;
Nefsi Radiyye, yani Allah'tan razı olmuş;
Nefsi Mardiyye, yani Allah'ın razı olduğu;
Nefsi Mülhime, yani Allah'tan ilham almaya başlayan;
Nefsi Kamile, yani olgunluğa ermiş...
Tüm psikoloji ekollerinin ortak noktası, nefs-i emarenin arzularını tatmin etmektir. Üst katlara doğru gelişebilmek için, ilk önce bu katların varlığını bilmek gerek. Oysa üst katların varlığından haberdar olmayan Batı psikolojisi, aynı katı süslemeyi amaçlıyor. Bu yüzden, insanları bu katlardan haberdar etmeye çalışıyorum. Çünkü bir üst kata, Nefsi Levvame'ye çıkınca alt katlara bakmak, 'Ben bu rolümden sıyrılabilir, benim için daha özgürleştirici bir varoluş tarzına geçebilirim' demek mümkün."
Ancak, tasavvufi bir rehberlik yapmadığının da altını çiziyor Merter: "O üst mertebelere, yani makamlara çıkmak, tasavvufi eğitim ile mümkün. Ben sadece insanlara gönül ferahlığı yaşatmaya çalışıyorum. Nefsin üst katmanlarına çıkabilmek içinse, Allah'ın isimlerinin tecellisi bir zaruret." Anlattığı tüm bu terapi süresince, rüyaların çok önemli olduğunu vurguluyor Merter. "İçimizde bize yardım etmeye çalışan bir dost var ve bizimle rüyalar aracılığı ile konuşuyor. Ama onu anlayabilmek için şifrelerini bilmek gerekiyor" diyen Merter, rüyaların her insana özel şifrelerinin terapi sürecinde açığa çıktığını savunuyor: "Böylece insan 'can'ını hissediyor, varoluşu bir boyut daha kazanıyor." Merter'in iddiaları sonrası İslam ve psikoloji üzerine tartışmalar da alevlenecek gibi görünüyor...