Filistin’in nasıl bir mesajı varsa, Mekkenin, Medine’nin, Bosna’nın ve Şam’ın olduğu gibi; Biladı-Şam olan Hacıbaba’nın da bir mesajı vardır.

Bu mesaj; bazen karanlıklardan aydınlığa çıkın çağrısıdır, bazen de aydınlığı yayın dünyaya diye haykırmaktır.

Hacıbaba’nın bu dünyaya bir mesajı vardır!

Peygamberimizin Mekkesi işgal altındaysa; Gaziantep’i, KahramanMaraş’ı Hatayı ayaktadır. Hacıbabası, Çıksorutu, Gazikenti ayaktaysa Gaziantep ayaktadır.

Ey benim, “Hama’ya, Humusa, Şama gücüm yetmez diyen” yiğitlerim!

Gücünüzün yettiklerini bari boş bırakmayın. Ellerinizin altındakileri ayağa kaldırın, Sahiplenin mahallelerinizi, sokaklarınızı, evlerinizi ve komşularınızı.

Seyirci kalmayın bu yüce gönüllü insanımızın amaçsızca yaşamasına,

Televizyonlara kilitlenmiş yığınları sirkeleyin ve diyin ki, haydi Kur’an ve Sünnet okuyalım birlikte, Ve hayatlarımızı Peygambein sözleri ile nurlandıralım, Ahlakı Kur’an olan Peygamberin mesajını taşıyalım evlerimize ve akrabalarımıza. Emin olan Peygamber gibi doğru sözlü dürüst insanlar olalım. Çeklerimiz, Senetlerimiz güvensizlik nişaneleri olmasın. Sözümüz senet olsun. Birbirine güvenemeyen bir toplum nasıl hakim olduğu beldelere güven saçabilir ki. Medeniyetimiz Güven temelli kurulmalıdır. Aleyhisselam’ın “Şakada olsa yalan söyleme” hadisi ile ayağa kalkar bu toplum. Çünkü ağzında yalan olanın kalbinde kara noktalar olur.

Teslim etmeyelim sokaklarımızı Bâtıla ve bâtılın ürettiği Batılılara… Kıblesini dolara ve dünyaya çevirenlere… Onları dışarı itelim demiyorum tam tersine onlarla biz bir bütün olarak Medeniyetimizi inşa edelim diyorum.

Sokakları hayata kazandırma formülleri düşünelim, Medeniyetimizi imar ederken kimse bu trende yer bulamamazlık etmesin.

Kimsenin samimiyetini sorgulamam/sorgulayamam. Lakin bir gerçeklik var ki, fabrikalarda çalışan alın teri döken ve sırtından kapitalist dünya düzeninin geçim sağladığı nice tertemiz insan; Dün Mekke’de Peygamberin ve Dinin ilk yardımcıları köleler ve fakirlerin olması gibi bugünde onlar bu dinin yardımcıları ve savunucularıdır. Bu samimiyet sahibi insanların nur yüzleri nedeniyle eğer bir parça ekmek bulabiliyorsak gücümüz yettiğince onların yanında olalım.

Sıcacık evinde pijaması ile TV seyreden/tepkisizleşen adam ile Hacıbaba’da her şeye rağmen biz varız ve ayaktayız her türlü zor şarta rağmen biz bu dünyanın daha yaşanabilir bir dünya olduğunu sizlere ispatlayacağız diyen adem bir olmaz ve olmayacaktır.

Ey Fatma Şahin başkanım; yapmıyorsun es geçiyorsun demiyorum, ama Gaziantep İbrahimli’den; değil, Çıksorut’tan, Hacıbabadan başlar. Buralarda hakkı ayakta tutmaya çalışan gençleri biraz daha görün, onların sofralarında bir kâse çorba için. Unutmayın “Hak üzere olan bir Halk’tır” toplumları aydınlık meşaleler gibi yakan.