Filistin topraklarında aslında dünyanın içinde bulunduğu hali hatırlatıyor.

 

Tam 73 yıldır İsrail arakasına aldığı batılı güçlerin desteğiyle işgal ve katliama devam ediyor Filistin topraklarında.

Ve elbette Osmanlı’nın yıkılmasıyla başladı bu işgal.

Oysa tüm dünya biliyor ki, bir işgalcidir İsrail.

Bir gecekondu devletidir.

Bunu sadece Müslümanlara değil, kime sorarsanız aynı cevabı alırsınız.

Ama kimse açık ve aleni bir şekilde dillendirmiyor.

Batı da bunu çok iyi biliyor.

Ancak korkuyor.

Siyonistlerin tekrar batıya dönmelerinden korkuyor

Bunun için ne gerekiyorsa yapıyor.

Ne istiyorlarsa veriyor.

Çünkü iyi tanıyor batı onları.

İşte ABD, Siyonistlerin eline verdiği vahşi silahlarla yaptıkları katliamlara göz yumuyor.

Sadece ABD de değil, tüm dünya kör numarası yapıyor İsrail’in katliamları karşısında.

Bakın İsrail’in 10 Mayıs'tan bu yana Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarında 65'i çocuk, 39’u kadın olmak üzere 230 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Saldırılarda bu süre içinde 540'ı çocuk, 361'i kadın olmak üzere 1760 Filistinli de yaralandı.

Peki çözüm?

Elbette birkaç gün sonra yeniden bir ateşkes sağlanacak.

Tıpkı öteki ateşkesler gibi.

Ancak bu ateşkes asla çözüm değil.

Tek bir çözüm var, oda İşgalci gücün Filistin topraklarını terk etmesi.

Filistin halkı işgalcilerin bu toprakları nasıl terk etmesi gerektiğini bildiği için elindeki imkânlarla direnmeye çalışıyor.

İşgalcilerin, rica ve minnetle çıkmayacağını biliyor.

Biz Müslümanlara düşen ise Filistin direnişine sahip çıkmak ve direnişçilere destek vermektir.

Elbette sadece bireysel anlamda değil.

Devletler bazında olmalı bu destek.

O zaman Filistin özgür kalır.

O zaman işgalciler kutsal topraklardan çıkıp giderler.

Gerisi “lafügüzaf”tır.