8-9 Ekim 2022 tarihinde, Mardin Artuklu Üniversitesi öncülüğünde, medreselerin geleceğinde iz bırakacak bir çalıştay yapıldı. MEDAV Medrese Alimleri Vakfı, UMAD Uluslararası Müslüman Alimler Derneği ve Cihannüma Derneği’nin de destek verdiği çalıştay, yurdumuzun dört bir yanından, yüzlerce ulema ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşti.

Çalıştayın aylar öncesinden başlayarak, mutfakta çalışan tüm emekçileri, öğretim görevlileri, asistanlar ve öğrenciler elbette çok büyük takdir ve teşekkürleri hak ediyorlar. Ama özellikle bu çalıştayın fikir banisi olan Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar ve fiili banisi olan Doç. Dr. Fikret Özçelik beyler, daha da özel manada teşekkürü hak ediyorlar. Kaldı ki hiçbirimiz, yaptıklarımızı bu fani alemdeki küçük teşekkürler için yapmıyoruz. Elbette hepimizin asıl hedefi, amellerimizin ecriyle Rabbimizin rahmeti ve cennetine kavuşmaktır. Ama bilindiği üzere insanlara teşekkür etmeyenler, Allah'a (cc) da teşekkür edemezler.

Çalıştay Sunumumdan Öneri Notları

Medreselerin önünü açacak plan ve projeler geliştirilmesi önemlidir. Bunun için aşağıdaki notlar ve daha uygun teklifler geliştirilebilir. Öncelikle “MEDRESE” ders yapılan yer, yani okul demek. İrtica yaygaracıları endişe etmesinler. Buralardan irticacı, bölücü falan da yetişmiyor. Dinine, vatanına, tüm mukaddes değerlere son derce bağlı, çağın aşk-meşk vb. iffetsizliklerine de bulaşmamış, büyüğünü küçüğünü bilen, saygı ve saygıyı yaşayan, ahlak ve haya timsali alim insanlar yetişiyor.

Bu çalıştay vasıtasıyla, sayın başbakan, milli eğitim bakanı, YÖK başkanı ve üyeleri vs. ilgili makamlara seslenmek istiyorum. Gelin Arapçayı ileri derecede öğreten medreseler için gerekli yasal düzenlemeleri yapalım. Bize dünya-ahiret çok getirileri olacaktır. Böylesi çalışmalar; medreseler ve akdemyaya ilmi açıdan çağ atlatacaktır. Her iki alandaki, başarı ve kaliteyi kat kat artıracaktır. Daha da önemlisi, bir asırdan fazladır devam eden devlet ve halk çekişmesinin son bulmasına büyük katkı sunacaktır. Devlet millet bütünleşmesi, birlik ve beraberliği ciddi manada güçlendirecektir. Bunun için bazı pratik teklifler:

  1. Medreselere resmi bir statü kazandırılması: Zaten var olan medreselere; özel okul veya icazetnemeleri/sertifikaları resmen kabul gören “enstitü” veya “İslami ilimler fakültesi” gibi bir statü verilebilir. Tekamül medreselerinin icazetleri, yüksek lisans statüsünde kabul edilebilir. Talebelerin yeterliliklerinin tespiti de değişik imtihan ve mülakatlarla yapılabilir. Bunu Diyanet veya YÖK içinde kurulacak bir birim veya bu medreselerin bir ve beraber olarak oluşturacakları bir birim de yapabilir. Bu durumda bütçeye de herhangi bir yük olmaz. Zira halk, eskiden beri buraların yükünü manevi bir hazla ve yürekten üstlenmektedir. Bu aynı zamanda devlet-millet barışması ve dayanışmasına da ciddi manada katkı sunacaktır.
  2. Medreselerin var olan okullarla imtizacı: Karma eğitim kaldırılmak şartıyla, şu an devam eden, ilk okuldan üniversiteye varıncaya kadar mevcut dini okul ve fakültelerin müfredatına medrese okutulan dersler aynen konabilir. Bu da okul ve akademi ile medrese imtizacına vesile yapılabilir. Ancak bu uzun vadeli ve sabır isteyen ve mevcut sistemin de İslamileşmesiyle başarılabilecek bir iştir. Bunun süresinin uzunluk ve kısalığı da tüm İslami camiaların çalışmalarıyla orantılıdır. Davetçi alimlerin yetiştirilmesi ne kadar çabuklaştırılıp “Müslüman fert” “Müslüman aile” ve “Müslüman toplum”un oluşturulmasıyla olacaktır.
  3. Mevcut haliyle medreselerin önünün açılması:
  • Yüksek lisans ve doktoralara başvurularda ALES yerine ilmi sınavlarla alımlar yapılması, medrese mezunlarına ilahiyat ve dengi okulların yolunu daha çok açacaktır. Bu da medreselere ciddi bir statü kazandıracaktır. Bu kabilden olarak, İlitamın kaldırılması için uğraşan filim adamlarına karşı, ilim adamlarının daha yüksek ses vermeleri gerekir.
  • Sair yabancı diller gibi, Arpça da yabancı bir dil olarak kabul edilmek suretiyle, medrese mezunlarının akademyaya kazandırılması sağlanabilir. Bu konuda YÖK ve akademi camiasının duyarlı olmaları önemlidir.
  • Arap dili ve edebiyatına Arapçadan dil sınavıyla giriş için gerekli düzenlemeler yapılsa, bu bile medrese, akademi imtizacına çok katkı sağlayacaktır. Yabancı dil sınavından (YDS) İngilizce, Almanca, Fransızca gibi bölümlere bu dillerden giriliyorken, neden Arapça bölüme İngilizce sınavla giriliyor? Bu anlaşılır bir durum değil.
  • MEDAV, ESAB, Anadolu Alimler Birliği gibi kurum ve kuruluşların, ortak çalıştaylarla medreselerin öncelikle kendi içinde müesseseleşmelerinin sağlanması. Medreselerin şahıs merkezli olmak yerine, tüzel kişilik kazanmaları müesseseleşmeye katkı sunacaktır.
  • Aynı meşrepten olan medreselerin iş birliği ve güç birliği yaparak müesseseleşmeleri önemlidir. Şahıs merkezli davaların ömürleri, şahısların ömrü kadar olacaktır. Davaların kalıcı ve sürekli olmaları için müesseseleşmeleri şarttır.
  • Ehlisünnet ilim havzalarının merkezi olacak ANADOLU ÜMMET ÜNİVERSİTESİ’nin kurulması. Bilindiği üzere, Ehlisünnet’in ilim havzaları çökertilmek isteniyor. Hatta çökertildi diyebiliriz. EZHER, YEMEN, BAĞDAT, HALEP adeta hallaç pamuğu gibi atıldı. Bir yandan ehlisünnet ilim havzaları çökertilirken, Şii ilim havzaları ise giderek güçlendirilmektedir.Şu anda bizim ülkemiz ve ümmetin dört bir yanından çocuklar, gençler, yaşlılar Şia’nın ilim havzalarına götürülerek şiileştirme çalışmaları devam ediyor.
  • Bu konuda uzmanların katılımıyla çok daha derinlemesine çalıştaylar yapılıp detaylı bir araştırma yapılması durumunda, nice daha orijinal fikirler geliştirilebilir. Asırlardır devam eden medrese ve akademi sorunlarının bir çalıştayla giderilmesi elbette mümkün değildir. ama bu konudaki her bir çalışma, sorunların çözümünde önemli ip uçları oluşturacaktır.

Şu anki haliyle medreseler maddi açıdan gelecek vaat etmediğinden, çoğunlukla okulda başarı sağlayamayan çocuklar gönderiliyor. Tabi bu işin değerini kavramış aileler de yok değil. Onlar özellikle zeki çocuklarını bu işe vakfediyorlar ama bunlar istisna denecek kadar azdırlar. Yani Medreselerin önünün açılması, birçok açıdan büyük hayır ve bereketlere vesile olacaktır. Bu faydalardan en büyük birisi de devlet millet barışı ve bütünleşmesine sunacağı katkıdır. Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...