Yüce Rabbimizin en güzel nimetlerinden olan aile, insanoğluna huzur ve sükûnet veren, çocuklar ve temiz rızıklarla güzelleşen kutsal bir birlikteliktir. Aile, Rabbimizin yeryüzündeki ayetlerinden biri olup onun rahmeti ile sevgi, saygı, şefkat ve muhabbete erişilen bir kurumdur.
Bireyleri olumsuzluklara, tehlikelere karşı koruyan sağlam ve güvenli bir limandır aile. Aile, toplumun en küçük fakat en önemli yapıtaşı, hayatın bütün aşamalarına etki eden başlangıç noktasıdır.
Küreselleşen dünyada aileyi hedef alan kitle iletişim araçlarının gelişimi değer ve sınır tanımaksızın aile mahremiyetini, aile bireylerinin haklarını ve ailenin saygınlığını zedeleyebilmektedir. Sadakatsizlik, vefasızlık, tahammülsüzlük, bilinçsizlik ve şiddet gibi sebeplerle ailelerimiz ciddi anlamda zarar görmektedir. Dolayısıyla ailenin kurulması, korunması ve sağlıklı bir şekilde geleceğe taşınması için çözüm üretmek hepimizin sorumluluğudur.
Toplumun en küçük yapı taşı olarak ilk insanla başlayan aile kurumu, toplumdaki ufak ya da büyük tüm sorunların kaynağı aynı zamanda çözüm yeridir. Problemli ailelerin oluşturduğu toplumun mutlu ve huzurlu olması düşünülemez. Bundan dolayı Aile kurmak kadar, aile kalmak da önemlidir. Ailesinin değerini bilmek ve kurduğu yuvayı korumak, kadın-erkek her Müslümanın vazifesidir. Aile kalmak, eşlerin birbirini örtü misali setretmesi, her türlü kötülükten muhafaza etmesi, ilgi ve sevgiyle bütünleştirmesi demektir. Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuşlardır. “Onlar sizin için bir elbise gibidirler ve siz de onlar için bir elbise gibisiniz.”
Aile anne, baba, çocuk ve diğer akrabalardan oluşur. Ailevî problemlerin de birçok sebebi olabilir. Babadan kaynaklanan, anneden kaynaklanan, çocuktan kaynaklanan vb. aile içindeki tüm fertler ailevî sorunlara sebep olabilirler. Bu problemler maddi, manevi olabileceği gibi psikolojik ya da sosyolojik olabilir. Kişinin kendisinden kaynaklandığı gibi çevresinden de kaynaklanabilir. Evin olduğu yerde sorun da olur. Dertsiz baş arayan başsız kalır. Yeni evlenenlerin en büyük yanılgısı, “dikensiz bir gül bahçesi” düşleyerek hayal kırıklığına uğramalarıdır. Dalgasız deniz ve dikensiz gül bahçesi olmayacağını, düşünmek gerekir. İnsanın olduğu yerde mutlaka sorun olur. Asıl sorun, sorun olmayacağını hayal edip hazırlıksız olmaktır. Yoksa problemin muhtemel olduğunu düşünüp çözüm için hazırlıklı olmakta hiçbir sakınca yoktur.
Ailede herkes birbirine emanettir ve ailenin bütün fertlerine düşen sorumluluklar vardır. Bazen anneyle, babayla, çocukla bir imtihandır aile. Bu imtihanda aile mensuplarının izzet, onur ve saygınlığını zedelemek değil, korumak ve yüceltmek vardır. Bu imtihanda üzmek, kırmak, şiddete başvurmak değil, şefkat ve merhamet, nezaket ve nezahet vardır. Bu imtihanda “bir” ve “biz” olma vardır. Sevinçte ve kederde, varlıkta ve darlıkta hemhal olma, hayatın yükünü birlikte omuzlama vardır.
Aileye yönelik değerlerin istismar edildiği, aile kurumunun nice tehlikelere maruz kaldığı ve itibarsızlaştırıldığı günümüzde, ailemizin kıymetinin farkına varalım. Aile hayatımızda ve bütün yaşantımızda yüce dinimiz İslam’ın hayat veren ilkelerinden bir an olsun ayrılmayalım. Göz aydınlığı yavrularımıza, hayat arkadaşı eşlerimize, varlık vesilesi anne babalarımıza huzur ve sükûnet veren bir aile ortamı sunalım.
Unutmayalım ki huzurlu bir aile, merhamete açılan ve şiddete kapanan kapı ile mümkündür. Yine unutmayalım ki şu kısacık dünya hayatında ailemizden daha fazla bizi düşünen, bize emek veren kimse yoktur. İyi davranışımızı, vicdanlı ve insaflı duruşumuzu en çok hak eden onlardır.
Rabbim inşallah bizleri de aile hayatı iyi olup saygı da sevgi de büyüklük de küçüklük de birbirimize her zaman destek olan kullarından eylesin.
Selam ve dua ile inşallah.