Çocuklar aileleri, aileler toplumu, toplumsa ümmeti oluşturur. Esasen daha kısa yoldan tüm insanlık çocuklardan oluşmaktadır. Şu halde çocukların eğitim ve terbiyesi, tüm insanlığın eğitilip terbiye edilmesidir.
Çocuklarımız sadece yarınlarımız değil, her şeyimizdir. Bu günümüz, yarınımız hatta dünyamız ve ahiretimizdirler. Yarının toplumu bu günkü çocuklarımızdan oluşacaktır. Çocuklarımızı İslam ve Kur'an üzere eğitip terbiye edersek, yarının toplumu; İslam toplumu, Kur'an toplumu olacaktır. İslam üzere eğittiğimiz çocuklarımız, sadece bu dünyada izzetimiz ve yüz akımız olmakla kalmayacak, ahirette de en büyük kazancımız olacaklardır. Peygamberin müjdesiyle biz ölüp gittikten sonra bile salih olarak yetiştirdiğimiz çocuklarımız, arkamızdan bize sevap göndermeye devam edeceklerdir.
Çocuklarımızın eğitim, öğretim ve terbiyesinde her birimize görevler düşmektedir. Ulema, ümera, öğretmenler, hoca ve belletmenler ve tabi ki anne babalar vd. büyükler… Bir önceki yazımızda belletmenlere bazı tavsiyelerde bulunmuştuk. Bu yazımızda da velilere bazı nasihatlerde bulunmak istiyoruz.
Velilerin dikkatine:
- Çocuklarımızın dünyası için onca emek ve masrafa girerken, lütfen onların ahretlerini de ihmal etmeyip gerektiğinde onun için de bedeller ödeyelim.
- Çocuklarımızın helal bir rızıkla beslenmesinin, onların eğitim ve terbiyeleriyle yakından alakası vardır. Dolayısıyla ailemizin nafakasının helal olmasına dikkat edelim.
- 0 – 5 yaş arası, önemli bir dönemdir. Hatta bilim adamları, kişilik oluşumunun bu dönemde olduğunu söylemektedirler. Bu dönemde özellikle güzel örneklik olmak üzere çocuklarımıza karşı görevlerimizin farkında olalım
- Onların Kur'an ve temel dini bilgilerini öğrenecekleri en verimli yaş 6 -15 yaşlarıdır. Sakın ihmal etmeyelim. Sonrasında olmaz değil ama en verimli zaman bu zamandır.
- Onların okul veya bir mesleğe devam ederek kavramaları için üzerinde durduğumuz gibi, Kur'an ve dini bilgilerini öğrenip yaşamaları için de gerekli hassasiyeti gösterelim. Unutmayalım ki onların dünyaları çok kısa ve geçici hayatlarıdır. Asıl hayat ise ebedi olan ahiret hayatıdır. Çocuğumuz bu dünyanın en zengini ve yüksek mevki ve makamlarına da sahip olsa, ebedi hayatta cehenneme müstahak olursa neye yarar. Üstad ne güzel söylemiş: “Onu (cc) bulan neyi kaybetmiş, onu kaybeden neyi bulmuş?..”
- “Saldım çayıra Mevla’m kayıra” davranışı içinde olmayalım. Çocuklarımızı Kur'an kurslarına gönderdiğimiz gibi, bir de takiplerini de yapalım. Çocuğumuz kursuna sağlam gidiyor mu? Yeterince ilgi, bilgi eğitim ve terbiye veriliyor mu? Bir eksik gedik varsa, veliler, belletmenler, vd. ilgili birimler olarak bunu nasıl telafi edebiliriz. Buna kafa yormak…
- Evimiz yıkılsa, sermayemiz sıfırlansa, arabamız kaza yapıp hurdaya çıksa kendimize yenilerini edinebiliriz. Ama çocuğumuz yoldan saparak tinerci, kapkaççı olsa veya şirke fıska bulaşsa onum geri dönüşü yok. “Atsan atılamaz satsan satılmaz” misali…
- Unutmayalım ki biz anne babalar 30-40 yıl sonra büyük bir ihtimal dar-ı bekaya göçmüş olacağız. Şu an 10 yaşında olan çocuklarımız o zaman 20-30 yıl sonra 30-40 yaşlarında olup toplumu onlar oluşturacaklar. Şu halde geleceğin toplumunu bizim çocuklarımız şekillendirecektir. Dünyada huzur ve güven, ahirette ise ebedi saadeti kazanacak bir toplum için çocuklarımızın İslami eğitim almaları şart.
- Resulullah (sav) ın şu hadisini hepimiz biliyoruz: “insanoğlu öldüğünde amel defteri kapanır ancak üç (şeyi arkalarında bırakan) insan hariç. (onların amel defterleri kapanmayıp kendilerine sevap yazılmaya devam eder) haseney-i cariye/devam eden bir hayır, faydalı olan ilim, hayırlı evlat” o halde gelin biz arkamızdan bize hayır yazdırmaya devam edecek olan bu işe yeterince kafa yoralım.
- Ilıca vb. tatil programlarımızı çocuklarımızın İslami eğitimlerine engel olmayacak şekilde ayarlayalım. Nice aileler, tatile gitme programlarını yazın tam ortasına getirerek çocukların eğitimlerini yarıda kesmekte ve böylece birkaç yıl geri başa dönmelerine sebep olmaktadırlar. Öyle ki bazı çocuklar sonunda bıkıp Kur'an ve İslami eğitim almaktan vazgeçebilmektedirler.
- Tatil sonrasında da çocuklarımızın öğrendiklerini tekrarlayacakları imkânları oluşturalım. Ta ki öğrendiklerini unutup gelecek yıl başa dönmesinler. Bunun için çocuklarımızın cami ve Kur'an ile irtibatlarının devam etmesi şarttır. Haftada bir ders bile bu konuda önemlidir.
- Şunu tekrar edelim ki çocuklarımız sadece yarınlarımız değil, bugünüz, her günümüz hatta dünyamız ve ahretimizdirler. Hem dünya hem ahretimizin aydınlık olması onların yüreklerinin Kur'an ve İslam nuruyla aydınlatılmasıyla mümkün… Buyurun karar sizin… Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke... Muhammed Özkılınç