Meşhur fıkrayla başlayalım. Kış mevsimi, soğuk ve ayaz bir günün sabahında, yolcu köye yaklaşırken ta uzaktan köyün kocaman ve azgın köpekleri havlayarak kendisine doğru koştururlar. Yolcu hemen eğilip yerdeki taşlardan almak için hamle yapar. Ancak elini attığı taşlar ayazda yere kaynak olmuş gibidir. Tüm çabasına rağmen gelen itleri korkutup caydıracak bir tane taş dahi alamaz. Derinden bir iç çekerek tarihi sözünü söyler: “Eyvah ne kahpe memleket. İtleri salmışlar, taşları bağlamışlar.”
Şimdi memleketin yerine dünyayı koyduğumuzda nasılda oturuyor. Maalesef şu an dünyanın hali tam da böyle… NE KAHPE DÜNYA İTLERİ SALMIŞLAR TAŞLARI BAĞLAMIŞLAR. Beşşarlar, krallar, emirler, fanatik Şiiler, Putinler, bidenlar, trunplar sisiler, darbeciler, tağutlar, belamlar, ABD ler, AB ler, BM ler kısaca tüm azgın ve kuduz itler salınmış, taşlar ise bağlanmış…
Suriye’de yedi yıldır bir milyondan fazla insan katledilmiş… Ülke insanın dörtte üçü yerinden yurdundan olmuş… Yarısı ülkesini terk etmiş, oraya buraya sığınmış… Bu insanlar ne yapacaklar. Katliamlar başladığı günden beri dünyada söz hakkını kendinde gören BM (Birleşmiş Zalimler Merkezi) havanda su döğmeye devam ediyor. Tek bir yiğit ses, dünya 5 ten büyüktür diye her vesileyle haykırsa da, ses veren olmuyor. BM ise ısrarla 5, dünyadan büyüktür demeye devam ediyor. 5 daimi üyelerden biri “nah” dedi mi bitmiştir. Bu beş daimi ülkeden birinin Müslümanların maslahatına uygun karar vermesini beklersek daha çok bekleriz. Kıyamete kadar…
Şimdiye kadar dünyanın jandarmalığını yapan katil ABD, Suriye’ye sıra gelince jandarmalıktan caydı. Tabi bu cayma, çıkar ve menfaatine uygun bir müdahale zamanına kadardır. Nitekim İngiltere’yle beraber Somali’ye müdahale etmesi, Suriye katliamın tam ortasında başlamıştı. Onun gibi menfaatine uygun uygun düştüğü anda yalandan da olsa bir kulp bulup üzerine atlayıveriyor.
Ne ki yıllardır bize stratejik ortaklık ninnileri mırıldanıyordu. Ama 15 Temmuzda göstere göstere ülkemizi işgal darbesi planladı. Diğer müttefikleri ve içerdeki hainlerle beraber… Sonuç alacaklarından emin idiler, ancak Allah (cc) nusreti, halkın birlikte müdahalesi, idarecilerin de dirayetiyle, büyük bir bela def edildi. Ama artık mızrak çuvala sığmıyor. Meğerse ABD vs. batılılar, stratejik düşman imiş. Ancak bunu ortaklık postuyla örtmüşler hep…
Yıllardır PKK ile olan örtülü iş birliğini, Suriye ve ülkemizde alenen yapmaya başladı. DEAŞ, bizzat kendi kurduğu örgüt. Ama deaş’la savaş adı altında hala PYD ve PKK ye aleni destek veriyor. En gelişmiş silahları hesapsız yağdırıyor. Aslında deaş’la da aynı şekilde paslaşmaya devam ediyor. Artık DEAŞ vb. vekalet orduları, çok amaçlı manivela misali, artık nerede gerekirse, orada kullanılmaya devam edecektir. Asya, Afrika, Avrupa kıtası fark etmez…
Çoğu kere de PKK ya karşı DEAŞ a, DEAŞ a karşı PKK ya destek veriyormuş gibi yapıyor. Ama aslında tüm taşeronlarını silahlandırıp son kale Türkiye ve diğer İslam ülkelerinin üzerine salıyor. Kısacası ABD ve tüm batılılar, İslam âlemine topyekûn savaş açmış durumdadırlar. Ancak bu savaşı daha çok bizim içimizden devşirdikleri kimi hain, kimi de cahil ve gafil olan taşeron çeteler vasıtasıyla yapıyor.
Dolayısıyla “küfür tek millettir” gerçeği bir kere daha tahakkuk etmiştir. Garip olan kâfirlerin; kalleşlikleri, döneklikleri, zulümleri, işgalleri, katliamları, sömürüleri değil. Asıl garip olan, biz müminlerin bir türlü uyanmayışımız, ayılmayışımız, dost ve düşmanımızı yeterince kavramayışımızdır. “Darda kalanların, kendisine yalvardıkları zaman duasını kabul eden ve onları sıkıntıdan kurtaran kim?” (Neml 27/62)
Hani şiarımız olan hadisler: “Müminin ferasetinden korkun. Çünkü o, Allah (cc) ın nuruyla bakar.” “Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz.” Biz kendimizi biliyoruz bileli kâfirlerin, münafıkların ve zalimlerin deliklerinden mütemadiyen ısırılıyoruz. Ancak bir türlü elimizi ayağımızı bu deliklerden çekmiyoruz.
Hâlbuki Allah (cc) bizi ne kadar da net uyarmıştı: “Onların dinlerine uymadıkça Yahudiler ve Hristiyanlar senden memnun olmazlar. De ki: 'Gerçek hidayet Allah'ın hidayetidir.' Sana gelen ilimden sonra eğer onların arzularına uyarsan Allah'tan sana ne bir koruyucu ne de bir yardımcı bulabilirsin.” (Bakara 2/120) “Ey inananlar! Yahudi ve Hristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” (Maide 51) “ E daha nasıl uyarsın… Subheneke... Bihamdike... Esteğfiruke...