Hoş geldin ya şehri Ramazan
Hoş geldin gönüllere merhamet ve sükünet indir mübarek ay.
Hoş geldin azgın nefsileri terbiye eden Oruç ayı.
Hoş geldin ey gönülleri dayanışma ve kardeşlik eken Kur'an ayı.
Beni Ramazan ayı ve Oruç ile ilgili en çok Bakara Suresi'nin 183. ayeti etkiliyor.
Rabbul alemin bu ayette, "Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı." buyuruyor.
Buradan bakınca, Oruç'un şimdiye kadar yeryüzüne gelen ve Allah'a iman etmiş herkese farz kılındığını anlıyoruz.
Oruç insanlık ile beraber başlayan bir ibadet.
Tüm ümmmetler için Farz kılınmış.
Demek ki, Oruç insanlık için çok elzem bir şey.
Kaç bin hikmeti var bilmiyorum ama ben Oruç'un insanı kendi fıtratına döndürdüğüne inanıyorum.
Fıtrat derken, İbn Manzur, Lisânü'l-Arab adlı eserinde “fıtrat”ı: Yaradılış, yapı, karakter, tabiat, mizaç, Peygamberlerin sünneti, Kâlb-i selim, adetullahtır. Sadece Allah'ı tanıma değil, belki genel manada din ve dini ayinleri tanıma da fıtridir. İnsanın fıtratı sabit, payidar ve değişiklik kabul etmez." olarak tanımlar.
Yani insanın insana dönüşü.
İnsanın Allah'a dönüşü.
İnsanın kendi öz benliğine dönüşümünü gerçekleştiri Oruç.
Hal böyle olunca Ramazan'ın ne kadar önemli bir ay olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
Ramazan ayı, 11 ay dağılan insanı toparlama ayıdırı.
Ramazan ayı, insanın önündeki 11 ayı fıtrata yakın yaşama hazırlama ayıdır.
Ramazan ayı, salt bir ay olmaktan öte, insanın bizzat kendisi anlama ve bulma ayıdır.
Ramazan ayı insanı insanlaştırma ayıdır.
Ben insanın Ramazan ayını sahici şekilde idrak etmesi, Kur’an’a dair anlayışının ve kavrayışının derinleşeceğine, genişleyeceğine ve gelişeceğine inanıyorum.
İnsanın Ramazan ayında tuttuğu Oruç, benliğini terbiye eder.
Ve Oruç insanı ahlak, adalet, akıl ve insanlarla ilişkiler açısından daha iyi bir insan haline getirir.
Zihnini berraklaştırır.
Ferasetini güçlendirir.
Ben insanın Ramazan ayında yaptıklarınız, tabiri caizse bir arabanın yakıt deposuna doldurulan yakıta benzetiyorum.
Ramazan da o depoyu ne kadar doldurursan, sonraki 11 ayda o kadar yol gidebilirsin.
Yani Ramazan'da 1 ay yapacaklarımız, 11 ay boyunca bize lazım olacak.
Ramazan'da 1 ay boyunca gerek sosyal dayanışma, gerekse Kur'an meşgul olup maneviyat biriktiyor, sonra 11 ay bu birikimlerimiz tüketiyoruz.
Velhasıl Ramazan ayı biriktirme ayıdır.
Bu birikimin en büyük hazinesi de az konuşmak, sürekli Allah'ı zikir etmek, elinden geldiği kadar çevrendeki ihtiyaç sahiplerine el uzatmak vede Kur'an ile hemhal olmak.
Bana göre, Ramazan ayında bir kere de olsa Allah'ın kitabı olan Kur'an'ı Kerim'i okumayan bir insan Ramazan'dan tam anlamıyla feyz almamıştır.
O halde Ramazan'da İyi çalışmak lazım.
Çok çalışmak lazım.
Kendini aramak ve bulmak lazım.