Mezhep düşmanlarının mezheplere yönelik en büyük eleştirisi mezhep imamlarının diledikleri hükümleri iptal ettikleri şeklinde olmuştur. Bu mezhepleri bilmemek anlamına gelir. Çünkü mezheplerin böyle bir yetkileri olmadığı gibi Peygamberden başka hiçbir kulun hüküm koyma veya iptal etme yetkisi bulunmamaktadır. Görünüşte mezheplere göre helal veya haram olan konular, mezhep imamlarının kendi kafalarından oluşturdukları şeyler olmayıp, naslara dayanmaktadır.

Bir mezhebin helal dediği, başka mezhebin haram demesi de kendi kafalarından olmamış olup bu konuda gelen çeşitli nakillerin çelişmesi veya bir mezhep imamının sahih kabul ettiği bir rivayete dayanarak haram sayarken, diğer mezhep imamının bu rivayeti sahih kabul etmemesi üzerine helal sayması gibidir. Buna Çekirge yenilmesi, deniz ürünlerinin durumu gibi…
Her mezhebin naslardan hüküm çıkarma yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntem ve usüle göre karar vermektedirler. Hiçbir mezhep veya müçtehid bir hükmü iptal etmemiştir. Bazı hükümler nesh edildiği için bu şekilde anlaşılabilmektedir.

BİR MEZHEBİN HELAL DİĞERİNİN HARAM DEMESİ

SORU: Bir mezhebin helal diğerinin haram demesi doğru mudur? Veya nasıl anlamalıyız.
Mezhep karşıtlarının en çok kullandıkları kavramlardan birisi de budur. Ama aslında burada islam’ı ve usulu bilmediklerinden kaynaklanmıştır. Çünkü bir mezhep kendi kafasından helal veya haram demez. Yani daha doğru bir ifade ile kendileri helal veya haram koymazlar. Bu konuda gelen nasların çatışması veya naslardan çıkardıkları hükme göre karar verirler. Bazen farklı rivayetler geldiğinde bunlardan birisini tercih eder veya ikisinin ortak noktasını bularak karar verirler.

NOT
Bir mezhebin naslardan bir konuda çıkardığı hükümün başka bir mezhepte farklı olması kötü değil, bilakis bizim için ruhsat anlamına gelmektedir. Biz ihtiyacımız durumunda diğer içtihada tabi olabiliriz.
Mezhepler,
tek görüş, anlayış ve yorumun olmadığı farklılıkların olduklarını olabileceğini bize göstermektedir.
BAZI KONULARDA TAKVA VE RUHSAT ANLAYIŞINA GÖRE BENİMSENMİŞTİR.