Bilindiği üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin 18. kuruluş yıl dönümü töreninde “Bize Ömerler lazım. Bu Ömerleri bulduğumuzda, şu anki konumumuzdan daha ileri bir konuma geleceğiz, hiç endişeniz olmasın." demişti.
Erdoğan, AK Parti İl ve İlçe Başkanları ile Belediye Başkanları için kaç Ömer bulup göreve getirdi bilmiyorum ama, AK Parti’nin Gaziantep’teki Ömer’ini cidden merak ediyorum.
Bu yazıyı bir eleştiri olarak değil, o Ömer’i merak ettiğim için kaleme alıyorum.
Gaziantep’in Ömer’i kim?
Yada direk AK Parti’ye sorayım, “Gaziantep’in Ömer hanginiz?”
Örneğin, tek derdi kendi menfaati, kendi derdi, çocuklarının hatta torunlarının geleceği olan ve bunlar için biriktirdikçe biriktiren bir zihniyette Ömer denilir mi?
Mesela Gaziantep’te ele geçirdikleri o koltuk ile gününü gün eden, toplumun derdini dert edinme olarak birkaç kare fotoğraf çeken birine Ömer denilir mi?
Mesela gittiği her yerde “Derdimiz halka hizmettir” deyip halkın evini, arazisini istimlak ederken, elinden bedavaya almaya kalkan bir kafa Ömer olabilir mi?
Mesela belediyelerdeki imar işlerini takip edip, Gaziantep’in çevresindeki arazileri bire alıp, bine satan bir vicdansızdan Ömer çıkar mı?
Mesela halkın malından halka verirken, kendi babasının parasından, yada alın teriyle kazandığından veriyormuş gibi yapan biri ile Ömer arasında nasıl bir bağ kuracağız?
Ömer diyorum, Ömer hanginiz?
Mesela elindeki servetini hangi alın teriyle kazandığını halka açıklayamayacak birine Ömer denilir mi?
Bilir misiniz, bir gün Hz. Ali (r.a) Hz. Ömer'i ziyarete gider. Onu, elbisesinin eteklerini beline sıkıştırmış halde koşar bir vaziyette bulunca sorar, “Ya Emirü'l Mü’minin böyle nereye gidiyorsun?"
Hz. Ömer: "Ya Ali! Gel de kovalamaya katıl. Devlete ait bir deve kaçtı. Bu malda kaç kişinin hakkı olduğunu sende biliyorsun"
Hz. Ali “Neden deveyi yakalamak için bir köleyi görevlendirmiyorsun” deyince, "Benden daha iyi köle kimmiş?" cevabını verir.
Mesela oturduğu o koltuk sayesinde kendini efendi, çalışanlarını da köle olarak gören birine nasıl Ömer diyeceğiz?
Bilir misiniz, Hz. Ömer görevde, bulunduğu makamı “halkın yönetimi” dışında kendi çıkarları için kullanmayan, yakınlarına da bu imkanı asla vermeyen biriydi.
Mesela tüm önemli görevlere kendi yakınlarını getiren birinden Ömer olmayı nasıl bekleyeceğiz?
Bilir misiniz, Hz. Ömer, sıcak bir günde dışarı çıktığında binekli bir köle geçtiğini görmüş ve köleden kendisini de almasını istemiş ve onun bineğin önüne binmesi teklifini reddederek, bineğin terkine binmişti.
Mesela hizmet! için geldiği bir gecekondu mahallesinde, milyonluk lüks araçlarla tabiri caizse halkı ezmekten beter yapan birine Ömer denilir mi?
Bilir misiniz, Hz. Ömer Pahalı elbiseler giymekten kaçınır, diğer insanlar gibi gerektiğinde alelâde işlerle uğraşmaktan çekinmezdi. Simasını tanımayan, onun Müslümanların halifesi olduğunu asla anlayamazdı. Çünkü çoğu zaman giydiği elbise yamalarla dolu olurdu.
Giyim ve kuşamının yanı sıra hal ve tavırlarıyla ta bir kilometreden “Ben çok önemli bir adamım” mesajını veren biri Ömer olabilir mi?
Bırakın “Ama biz de bu yolda hizmet ediyoruz. Zaman harcıyoruz” laflarını!
Bulunduğunuz yer bir ticarethane falan değil bayım!
Bunu sizde biliyorsunuz.
Hem dava ve hizmet olduğunu ben değil, siz söylüyorsunuz.
O halde hadi söyleyin Allah aşkına, Ömer hanginiz?
Mesela “Ben AK Parti’de görev aldığım gün ile bugün arasında maddi olarak hayatımda hiçbir fark yok. Evim, arabam, malım, servetim hep aynıdır” diyebiliyor musunuz?
Gaziantep’te birinin çıkıp Sayın “Cumhurbaşkanımızın kastettiği ve sizin de yazınızda bahsetmiş ve merak ettiğiniz işte o Ömer benim” demesini bekliyorum.
Cidden bekliyorum.
Merakla bekliyorum.
Ömer hanginiz?