Değerli mimar arkadaşımız Hilmi Şenalp, Türkmenistan'ın başşehri Aşkabat'ta selatin bir cami inşa etmiştir.
...

Bu cami-i şerifin inşaatı devam ederken bir gün Aşkabat'ta mesai arkadaşlarından bir grupla caddede yürüyorlarmış. Önlerine şab-r emred (sakalı çıkmamış bir delikanlı) Türkmenistanlı bir genç çıkmış ve:

"-Bir dakika beyler! Siz Türkiye'den gelmiş olmalısınız, öyle değil mi?"

Hilmi bey ve arkadaşları:

"Evet!" cevabını verince Türkmenistanlı genç:

"-Size bir sual sorabilirem mi?" demiş. Onlar da: "-Buyur, sor!" demişler.

Türkmenistanlı genç:

"-Türkiye'de hatun kişiler başlarını örtirler mi?" demiş. Muhatabları:

"-Evet." Cevabını verince ilave etmiş: "-Bacaklarını örtirler mi?"

Buna da "Evet." karşılığını alınca:

"-Kusura bakman, beyler!ı'. Zannımca siz doğru söylemirsinizl.. Men (ben) tilifisyon seyredirem. Sizin rus­laştığınızı görürem."

ihtimal bu Türkmenistanlı genç "ruslaşmışsıız' sözüyle, "batılılaşmış olmayı” kasdediyordu. Kendi memleketinin şartIarına göre böyle söylüyordu. Sonra ilave etmiş:

"-Halinize bakırem, size müslüman demekte zorlanırem. Hiç güven duymirem. Lâkin düşünürem ki. Cenab-ı Allah birine ruhsat fırsat verip de "Mukaddes Emanetler"i elinizdenaldırmadı. Onları sizde kodi. Bunu düşününce sizin bir gün yeniden adam olacağınıza ihtimal verirem. Lakin ne zaman, bilemirem? Boynumu eğmiş beklirem!.." demiş.

Muhatabları bu arifane cevab karşısında söyleyecek söz bulamamış ve delikanlıyla kucaklaşarak:

"-Ümidin boşuna değildir, kardeş! Milletimizin Allah yolunda sebkat etmiş olan hizmetleri bereketine çok geçmeden umduğun güzel günlere şahid olacaksın. Cenab-ı Allah neye kaadir değil! Bak işte Rusya topsuz-tüfeksiz yıkıldı. Bugünkü hal, adetullah icabıdır. Kainatta kahır ve lütuf bir arada mevcud olup onlar arasında bir galebe nöbetleşmesi vardır. Şu senin gönlündeki güzel ümid o güzel günlere aid mümin ferasetiyle bir sezişten ibarettir. Me'yus olma!" demişler.