Doksanlı yıllarda radyo sohbetlerinden ve kasetlerinden istifade ettiğimiz Ali küçük hocamız, birkaç gün önce, rahmeti rahmana kavuştu.
Bizler ihlasına ve ilmine şahit olduk, sohbetlerinden ve son zamanlarda hazırladığı tefsir kitabından istifade ettik rabbim emeklerini ahiret âleminde bereketlendirsin inşallah.
Rahmetli Ali küçük hocam gibi âlimlerin yaptıkları en büyük hizmetlerden biri, sahip oldukları ilmi paylaşmak ve gelecekte kendi yerlerini dolduracak öğrencileri yetiştirmektir.
Ali Hocam da bu misyonu üstlenenlerden biri idi. Bunu bir örnekle anlatayım.
BİR ANI
““Abdurrezzak Ateş kardeşimizden yaptığım alıntı yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum.
Yıllar önce Gaziantep, Nizip ve Birecik bölgesinde “Kuran sohbetleri” adı altında düzenli ve birbiriyle bağlantılı seri konferanslar düzenliyorduk..
Bir konferansa merhum hocamız Ali küçüğü de davet etmiştik. Konferanslar bittikten sonra, Ali hoca, gece en son otobüsle de olsa Konya’ya dönmesi gerektiğinde ısrar edince " Hocam yarın gitseniz bu gece bizimle kalsanız, sizden istifade etsek " diye söyleyince... O , " Ama sabah namazından sonra bir camide tefsir sohbetim var dedi...
Biz ,"hocam o bir dersi bir arkadaşınız idare etse " deyince,
Hocamız " iyi ama saat 10 da başka bir dersim var, öğlen namazında başka bir programım var dedi.
Baktık ki programların sayısı hayli fazla, dayanamadık....
"Hocam haftada kaç program yapıyorsunuz diye *ısrarla sorunca* merhum Ali hocamız biraz da utana sıkıla *" haftada 55 ayrı tefsir ve hadis programım var"* demişti...
Sonra bu derslerdeki dinleyicilerin sayılarını sorunca da; kimi Dersler 10 -15 kişilik, kimi dersler 50-100 kişilik Hatta kimi dersler 250-500 kişilik düzenli Haftalık dersler, konferanslar halinde devam ettiğini söylemişti...
Ali Hocamızı kaybedince, Allah Rasulü‘nün sözünü bir kere daha hakikatiyle yaşamış oluyoruz.
"... *ÂLİMİN ÖLÜMÜ GERÇEKTEN ÂLEMİN ÖLÜMÜYMÜŞ*..."*
Ey Rabbimiz , yaşayan Alimlerimize Hayırlı uzun ömürler ver ..
Vefat edenlere katından Bol Rahmet ve Mağfiret ihsan et..(Amiin)””
Abdurrezzak kardeşimize, bu anı’yı paylaştığı için teşekkür ediyorum.
…….
İlmin ve Âlimlerin, topluma katkıları ve önemi üzerinde biraz daha duralım. İmamı azam dan bir örnek vermek istiyorum.
İmam-ı Âzam Ebu Hanife, bir gün yolda yürürken bir çocuğun çamura düştüğünü gördü. İmam-ı Âzam, çocuğa yaklaşarak ona “Bundan sonra düşmemek için daha dikkatli ol” dedi.
Çocuk: “Ey Müslümanların imamı! Benim düşmem çok mühim bir iş değildir. Tekrar ayağa kalkmam da kolaydır. Hem ben düştüğüm zaman yalnız başıma düşmüş olurum. Ancak senin düşmenle bütün âlem düşmüş olur. Senin tekrar ayağa kalkman da gerçekten zor olur.” dedi.
Bir hadisi şerifle yazımı tamamlamak istiyorum.
Allah'ın elçisi Peygamberimiz s.a.v. efendimiz buyuruyor ki: "Allah-u Teâlâ ilmi, insanların hafızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar, bir kısım cahilleri kendilerine lider edinirler. Onlara birtakım meseleler sorulur; onlar da bilmedikleri halde fetva verirler. Neticede hem kendileri sapıklığa düşer, hem de insanları sapıttırırlar." [Buhari, Müslim, Tirmizi, İbnMace]
Rahmetli Ali hocam hayatını ilme adamış mümtaz bir şahsiyetti. Ömrünü adadığı ilmi öğretmek için gece gündüz mücadele verdi. O ömrünü hakkıyla tamamladı. Rabbim rahmeti ile yargılasın. Mekânı cennet olsun.