Yeni kabine Sayın Cumhurbaşkanı tarafından ilan edildi. Bakanların ilan edilmesinden sonra yeni bakanlardan milli eğitim bakanı seçilen Prof. Dr. Ziya Selçuk eğitimcilerden tam not aldı.
Diğer yeni atanan bakanlar pek tanınmadığından şu an için yorum yapmak erken olacaktır, umudumuz tüm bakanların görevlerini en iyi bir şekilde yapmasıdır.
Prof. Dr. Ziya Selçuk eğitimin içinde olan, kendi özel okulları, seminerleri ve kitapları olan bir eğitimci olması taraflı tarafsız eğitimciler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Ak parti hükümeti en çok eğitim ve ekonomi yönetiminden eleştiriliyordu. Bu eleştirilere muhatap olan milli eğitim yönetimi Ziya hocanın ve kuracağı ekibin başarılı çalışmaları ile çözülecek gibi görünüyor.
Ben Ziya hocanın seminerlerde anlatımlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Hoca derslerinde 40 dakikalık bir ders saatinin verimliliğini en üst düzeye nasıl çıkartılacağını tecrübeleri ile anlatarak çözüm formüllerini açıklıyor.
1– İleride robotlardan dolayı çocuklarımız iş hayatına atılamayacaklar. Çalışma ortamı bulamayacaklar. O yüzden okullar robotların beceremeyeceği alanlara, yani temel insani özelliklerin geliştirilmesine yoğunlaşmalı.
2– Eskiden şekeri sadece zenginler yermiş. Bu yüzden bazı insanlar ne kadar zengin olduklarını göstermek için dişlerini çürütürlermiş. Çürütemezlerse de siyaha boyarlarmış. Biz de bugün ne kadar başarılı olduğumuzu göstermek için çocuklarımızı çürütüyoruz.
3– Karnenin sol tarafı talim, sağ tarafı terbiyedir. Sol tarafa yazılacak notlar için kurulan sistemleri, altyapıyı ve bürokrasiyi düşünün. Bir de sağ tarafı öğretmenlerin ne şekilde doldurduğunu düşünün. Sonra da terbiyeli çocuklar yetiştirme konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu düşünelim.
4– Eğitim emzirmektir. Yani şefkat, temas ve paylaşım olmadan eğitim olmaz. Şefkatsiz bir emzirme düşünebilir misiniz?
4– Doktorun elinde bir ilaç varsa, ona uygun bir hastalık bulur. Ölçme değerlendirme sistemlerini bir de bu açıdan değerlendirmek lazım. Sayılara işkence yaparsanız, size istediğinizi vereceklerdir.
5– Ortalamadan hızlı olmak, ortalamadan zeki olmak anlamına gelmez. Çocuklar sınavlarda bir veya iki dakikalık sürelerle puan kaybediyorlar. Ama gerçek hayatta öyle problemler var ki, bir ömür sürüyor. Birkaç dakika süren problemlere de genelde ihtiyaç molası deniyor.
6– 21. yüzyıl becerilerinden hangisi Da Vinci veya Mimar Sinan’da yoktu? Mesela İşbirlikçi Problem Çözme becerisinin boyutlarından bir tanesi de şu; “Öğrenci ne zaman dinlemek ne zaman konuşmak gerektiğini bilir.” Peki 13. yüzyılda yaşayan Sadi Şirazi ne demiş; “İnsan ruhunu iki şey karartır. Susulacak yerde konuşmak, konuşulacak yerde susmak.” 800 sene sonra daha tatsız tuzsuz bir cümleyle karşımıza çıkan bu beceri gerçekten 21. yüzyıla ait mi?
7– Eğitim ihraç edilebilir ama ithal edilemez. Kes yapıştır bir sistemle medeniyet tasavvuru mümkün değildir.
8– Bir kere başarısız olmak her şeyin sonu değildir. Ehliyetinizde kaçıncı seferde aldığınız yazıyor mu? Pes etmemek gerekiyor.
9– Bazı öğretmenler iklim oluşturur. Bazıları da sadece hava durumu sunar. Bu iki öğretmen tipi mutlaka ayrı değerlendirilmeli ve kıymetlendirilmeli.
9– Öğretmen yetiştirmeyi üniversiteye havale ettik. Üniversiteler otuz yıldır iyi öğretmen yetiştiremiyor.
10– Araçları amaç kıldık; sınav kazanmayı sistemin ana gayesine dönüştürdük. ÖSYM bir dakikada soru çözebilenleri başarılı, iki dakikada çözebilenleri başarısız diye etiketlerken, aslında milyonlarca çocuğumuzun kendine olan güvenini yok eden bir kuruma dönüştü. Türkiye’de başarısız olarak etiketlenen on binlerce çocuğumuz dünyanın iyi üniversitelerinde pekâlâ üstün başarılar ortaya koydular.
12– İyi yapamadığımız şeyleri daha çok yapmaya çalıştık. Hiç kimsenin İngilizce öğrenemediği bir sistemi on binlerce yeni öğretmen atayarak devam ettirdik.
13– Öğretmen kalitesiyle uğraşmak yerine, bilgisayar alımı, sınav sayısını artırma, öğretmene sınav koyma gibi gereksiz işlere yöneldik.
14-Doğrudan öğretimde “önce ben öğretirim, sonra biz (öğretmen ve öğrenci) öğreniriz ve en sonunda sen bağımsız olarak yapabilirsin” şeklinde bir uygulama olması gerektiğini bunun da öğrenmede kalıcılığı gerçekleştirdiğini belirterek sözlerini tamamladı.
Yeni dönemde bakanımıza ve tüm eğitim camiasına başarılar diliyorum. Eğitim can damarımızdır. Eğitim geleceğimizdir. Dua ile