Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın boğularak öldürülmesiyle ilgili soruşturma sürerken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni bir rapor, olayın derinlemesine incelenmesini gündeme getirdi. Tavşantepe Mahallesi'nde yaşayan çocukların yaşanan bu trajik olayla ilgili konuşmamaları, bastırılmış duygulara sahip olabilecekleri ya da ailelerinin baskıları sonucu sessiz kaldıkları ihtimalleri raporda yer aldı. Bu çarpıcı bulgular, olayın çözümü konusunda yeni soruları gündeme getiriyor.
Narin Güran Olayı: Soruşturma Derinleşiyor
Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedeni bulunan Narin Güran'ın ölümüne ilişkin soruşturma Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle yürütülüyor. Olayın hemen ardından bölgeye giden Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Psikososyal Destek Ekipleri, çocukların yaşadığı travmayı anlamak ve destek sağlamak amacıyla çalışmalara başladı. Bu süreçte 7-13 yaş arası yaklaşık 50 çocuğa, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar ve danışmanlar tarafından 3 ayrı grup halinde psikososyal destek verildi.
Bakanlık tarafından oluşturulan rapor, çocukların yaşanan korkunç olay karşısındaki psikolojik tepkilerini ve mahallenin genel durumunu gözler önüne seriyor. Özellikle çocukların bu trajediye dair konuşmaktan kaçındıkları ve aileleri tarafından konuşmamaları yönünde telkin edildikleri ihtimali üzerinde duruluyor. Bu durum, çocukların hem psikolojik hem de sosyal anlamda uyum sağlamakta zorlandıklarını gösteriyor.
Bakanlığın İlk Raporu Ne Diyor?
Psikososyal destek ekipleri tarafından hazırlanan ön rapor, Tavşantepe Mahallesi'ndeki çocukların büyük bir sessizlik içinde olduğunu ortaya koyuyor. Çocuklar yaşadıkları travmayı anlamlandıramamış ya da bastırmış olabilirler. Bu sessizliğin ardında ailelerin çocuklara olay hakkında konuşmamaları yönünde sıkı telkinlerde bulunması ihtimali de var. Ayrıca, cinayet soruşturması süresince mahallede yoğun güvenlik güçlerinin bulunması ve yapılan arama-kurtarma çalışmaları da çocukların günlük yaşamını önemli ölçüde etkilemiş.
Bakan Göktaş’tan Derinlemesine İnceleme Talimatı
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, gelen ilk raporun ardından daha kapsamlı bir inceleme yapılması talimatı verdi. Bu kapsamda, Tavşantepe Mahallesi'ndeki çocukların psikolojik iyilik hallerini ve günlük yaşam rutinlerine dönüş süreçlerini hızlandırmak amacıyla yeni bir ekip oluşturuldu. Bu ekibin, Afet ve Acil Durumlarda Psikososyal Destek Daire Başkanlığı bünyesinde çalışmalarını yürüteceği ve yakın zamanda mahallede yas ve travmaya yönelik destek sağlayacağı belirtiliyor.
Adli Tıp Raporları ve Soruşturmanın Seyri
Narin Güran’ın kaybolduğu gün hayatını kaybettiği, Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’nun raporu ile kesinleşti. Raporda, Narin’in ölümüne neden olan boğulmanın yanı sıra, sol diz altından bacağının ölüm sonrası hayvanlar tarafından zarar gördüğü belirtildi. Ancak, mevcut bulgularla cinsel saldırıya maruz kalıp kalmadığına dair kesin bir sonuca varılamadı.
Soruşturma kapsamında 12 kişi tutuklu bulunuyor ve baş şüphelilerden biri Narin'in ağabeyi Enes Güran. Enes Güran'ın olaydan bir gün önce Diyarbakır'a gitmiş olması ve vücudunda tespit edilen diş ve tırnak izleri, cinayetle ilgili şüpheleri güçlendiriyor. Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu, Enes Güran’ın kolundaki diş izleriyle ilgili incelemesini bugün sonuçlandıracak.
Cinayetin Çözülmesine Doğru Adımlar
Soruşturma devam ederken, psikososyal destek ekipleri çocukların travmatik etkilerden kurtulmalarını sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle yas sürecinin yönetimi ve çocukların güvenli bir ortamda travmalarını atlatmalarına yönelik çeşitli planlar gündeme alınmış durumda. Bakanlığın yürüttüğü bu çalışmalar, olayın psikolojik boyutuna dair önemli ipuçları sunarken, aynı zamanda çocukların ruhsal iyilik halleri için gerekli müdahalelerin yapılmasını hedefliyor.
Özetle, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran’ın vahşice öldürülmesiyle ilgili soruşturma derinleşirken, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan saha çalışmaları, çocukların bu olay karşısında içine kapanık ve sessiz kalmalarıyla ilgili çarpıcı bulgular ortaya koydu. Bu sessizlik, aile baskısı ya da travmanın çocuklar üzerinde yarattığı duygusal etkilerle açıklanabilir. Soruşturmanın tamamlanmasıyla birlikte daha kapsamlı psikolojik destek çalışmalarının başlaması bekleniyor.