Uzun ve kısa bacaklı Cek, yine yaptı yapacağını!

geçen hafta Katar üzerinden bölge ülkelerindeki çatlak sesleri hizaya getirme operasyonu çektiler,

“buraların tek söz söyleme makamı biziz, tek politika belirleyici gücü biziz” dediler,

kendilerine sınırsız itaat edenlerin gücüyle, tam itaat etmeyenlere diz çöktürmek istiyorlar,

binlerce kilometre ötelerden gelerek yandaki komşularımızı bize polislik yaptırtacaklar,

daha çok ölüm görmemiz için cepheyi genişletecekler.

 

malum körfez ülkeleri arasında büyük bir kriz patladı/patlatıldı.

sudan bahaneler ileri sürerek Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ile Yemen hükümetleri Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini sonlandırdıklarını açıkladı,

doğalgaz ve petrol zengini küçük körfez ülkesine neredeyse tüm komşuları sırtını döndü, cephe aldı,

dünyanın en büyük 14'üncü yatırımcısı olan Katar komşularının ablukası altında ezilmeye mahkum edildi,

böylece tek kara bağlantısı olan Arabistan sınırı da kapanmış oldu,

mazluma giden gıda kamyonları ve yardım tırları mahsur kaldı.

Maalesef abluka bununla da sınırlı kalmadı.

Bu ülkeler hava sahalarını Katar'a kapatınca Katar Havayolları kısıtlı bir rotaya mahkûm oldu.

Ve müthiş bir trafiğin olduğu Katar yapayalnız bırakıldı.

 

Peki, Katar neden hedef oldu?

Katar’ın geçmişten beri Amerika ve batıya teslim olmadığını,

yönünü batıdan ziyade İslam ülkelerine çevirdiğini biliyoruz,

ve asıl sebebin bu olduğuna eminiz,

krizin zamanlaması ise gerçekten çok ilginç.

Malumunuz kriz ABD Başkanı Trump'ın Suudi Arabistan'a 15 gün önceki ziyaretin sonrasına denk geldi.

Amerika, bu ziyaret kapsamında Riyad'a 110 milyar dolarlık silah sattığını açıkladı.

Suudi’lerin bu silahları nereye kullanacağını çok merak ediyoruz doğrusu.

 

Sonuç olarak, kan ve gözyaşına doymayan canavarlar biraz da körfezin kan rengine bakmak istiyor.

Ne hikmetse DAEŞ’e destek vermek Suudileri terör destekçisi yapmıyor ama Hamas ve ÖSO’ya destek vermek Katar’ı terör destekçisi yapıyor.

Yani siz bu filmi defalarca izlediniz.

Ama asıl acı olan son yıllarda ümmetin direnç ve cihadını dumura uğratan en büyük sebep savaşların hep İslam coğrafyalarında sürüyor olmasıdır.

Ölenin de öldürenin de müslüman olduğu bu savaşlar ümmeti derinden yaralıyor.

Müslüman savaş istemez lakin savaş olacaksa bu savaşın İslam sınırları dışına taşırılması gerekiyor.

çünkü biliriz ki keferenin canı kıymetli,

İslam dünyasındaki akan kanın onda biri batıda aksa batı diye bir şey kalmaz.

ve onlar hukuktan ve etikten yoksun bir savaş yürüttükleri için kazanıyor görünüyorlar.

 

Bu sebepledir ki umutsuzluk ve yeis yok!

biz biliyoruz ki onların ince eleyip sık dokudukları bu planları da tarumar olacaktır.

yaptıkları bütün hesaplardan zarar göreceklerdir,

biz bize düşeni yapıp sımsıkı kenetlenelim yeter,

onların bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır,

ve bu hesap asla şaşmaz.

Selam ve dua ile…