Bir vakit, israiloğullarını ard arda birkaç yıl kıtlık basmıştı. Bu öylesine görülmedik bir kıtlıktı ki çoğu aileler bir kuru ekmeğe bile hasret çekiyorlardı.
işte o sıralarda israiloğullarından bir kadın bir gün evinde, tam bir iki lokmalık kuru ekmeğini ağzına atacağı esnada muhtaç birisi kapısını çalar. !! Ne olursunuz” der. “Açlıktan ölüyorum, bana Allah rızası için bir lokma ekmek.”
En azından bir lokma ekmek diye kapısını çalan muhtaç kimse kadar aç olan iyiliksever kadın, lokmayı tutan elini ağzından geri çevirir ve buyurunuz diyerek kapısını çalana ikram eder.
iyiliksever kadın, yanında küçük çocuğu olduğu halde bu olaydan birkaç gün sonra evinden yakmak için vadiye çalı- çırpı toplamaya çıkar. Fakat başına müthiş bir bela gelir. Sevgili yavrusunu bir kurt kapıp hızla kaçmaya koyulmuştur. Talihsiz kadıncağız acı bir çığlık basarak kurdun ardından koşmaya başlar. Güya kurdu yakalayıp canından çok sevdiği evladını kurtaracaktır. Fakat yakalasa bile kurdun ağzından yavrusunu kurtarması imkansızdır.
Kadıncağız, hızla koşmaktan ve yırtınırcasına ağlamaktan dermanı kesilerek külçe halinde yere yığıldığı sırada, sınırsız kudretiyle her şeyi yapmaya kadir olan yüce Allah (c.c.) Cebrail vasıtasıyla birden onun imdadına yetişiverir. Cebrail (a.s.) hemen kurdun ağzından neye uğradığını anlamayan çocuğu kurtarır ve anasının yanına getirir. Kadın ayılınca da çocuğu kendisine teslim eder. Ve Allah (c.c.) adına şöyle der: “Ey iyiliksever kadın! Evladını kurtarmam dan hoşnut musun? Bu sana, verdiğin bir lokma kuru ekmeğe karşılık, Allah’ın bahşettiği bir lokma derecesinde küçük bir iyiliktir.”