O tekme var ya!
O kahredici tekme!
O yürekleri yerinden fırlatan tekme.
Hani şu mazlumu üzen, zalimi sevindiren tekme!
İşte o tekme masum, mazlum, muhacir, yaşlı ve engelli olan Suriyeli Leyla teyzenin yüzüne atılmadı.
O tekme, mazlumlara kucak açan 2 milyon 500 bin Gazianteplinin suratına atıldı.
O tekme 84 milyon 680 bin Türkiyelinin yüzüne atıldı.
O tekme ümmete atıldı.
O tekme tüm insanlığa atıldı.
1500 yıllık kardeşliğimize atıldı.
O tekme 700 yıllık birlikteliğimize atıldı.
O tekme kadim komşuluğumuza atıldı.
Biliyor musunuz, o tekmeye en çok ırkçı tahriklerle bizi bize düşman yapmaya çalışan zavallılar sevindi.
En çok faşist ruhlular sevindi.
İnsanlıktan nasiplenmemiş yarasa ruhlular sevindi.
Ve mazlumlar üzüldü o tekmeye en çok.
Ben o videoyu izlediğimden bu yana hala yüreğim ağrıyor.
Hala kalbim sızlıyor.
Aynı şeyin sizin içinde geçerli olduğuna inanıyorum.
Şahsen o tekme benim suratımda patlasaydı, bu kadar acıtmazdı herhalde.
Dahası o tekme atılan da bir kadındı.
Yani bizim örf ve inancımızda el kaldırılmayandı.
Anneydi, teyzeydi, halaydı, yengeydi, ablaydı, bacıydı o
Bakmayın siz onun Halep’in Bab-ül Neyrap mahallesinden olduğuna.
O Antepliydi.
Çünkü yüzyıl önce Antep ile Halep birdi.
Yani Gaziantepliydi Leyla Muhammed teyze.
Vasküler demans hastasıydı.
Muhacirdi, göçmendi, mazlumdu.
Başında toplananlar "Bu bir kız çocuğunu kaçırdı" diyorlardı, ama o kendisini savunacak durumda değildi.
Türkçe bilmediği için ne dediklerini dahi bilmiyordu Leyla teyze.
"Irkçılık bir kitle imha silahıdır" sözü Leyla teyzeye atılan o tekme ile bir kez daha doğrulanmıştı.
Çünkü Leyla teyzeye atılan o ırkçılık tekmesi hepimizin yüzünde patlamıştı.
Hepimizin yüreğini yaralamıştı.
Unutmayalım ki, ırkçılık o tekme kadar çirkindir.
O tekme kadar ağır, o tekme kadar iğrençtir.
Bir insan olarak insanlık adına Leyla teyzeden bir daha özür diliyorum.
Leyla teyzeden ve tüm mazlumlardan.
Tüm muhacirlerden, tüm gariplerden, tüm yaşlılardan binlerce kez özür diliyorum.