Bir sabah, genç bir adam gözlerini açtığında, hayatının rutini içinde bir imtihanla karşılaştı.
Her gün aynı kalkış saati, aynı kahvaltı ritüeli, karısının duaları ve işe gitme alışkanlığıyla günlerini geçiriyordu. Hayatının bir alarm gibi tekrarladığı bu düzen, bir gün farklı bir yöne evrilmeye başladı.
Soğuk bir sabah, genç adam yine alıştığı şekilde kahvaltısını yaptıktan sonra işe gitmek üzere hızlı adımlarla yürüyordu. Ancak, yaşlı bir adamın karşısına çıkmasıyla her şey değişti. Yaşlı adam, anlaşılmaz kelimelerle bir şeyler mırıldanıyordu.
Genç adam, işe yetişme telaşı içinde durakladı ve yaşlı adama yaklaştı. "Selamun aleyküm amca, bir sorun mu var?" dedi. Yaşlı adam, soğuktan güçlükle konuşarak, "Allah rızası için yemek var bana, açım" dedi.
İşe yetişme baskısı altında olan genç adam, para uzatarak yardım etmeye çalıştı, ancak yaşlı adam ısrarla yemek yemesini istedi. Genç adam, bir yemek yeri bulmak için yaşlı adamla yola çıktı. Sonunda uygun bir yer buldular.
Genç adam, yemeği alıp yaşlı adama verirken, yaşlı adam minnettarlıkla bakarak, "Bu iyilik sayesinde beladan kurtuldun. Başında büyük bir bela vardı, ama senin bu yardımınla inşallah belan bitmiştir" dedi.
Bu olay genç adamı şaşırttı, ancak yaşlı adam ortadan kayboldu. Genç adam, uzun bir yolun nasıl kısaldığını, nasıl işe vardığını anlamadan, yaşananları sindirmeye çalıştı. Ancak günün ilerleyen saatlerinde, hayatının gerçek bir imtihanla karşı karşıya olduğunu öğrendi.
İş yerinde telefonu çaldığında, karısının sesinde endişe ve ağlama olduğunu fark etti. Küçük kızı, korkunç bir kaza geçirmişti. Genç adam, kızının sağ salim olduğunu görünce Allah'a şükretti. Aniden gözyaşlarına boğulan genç adam, büyük bir kaza atlattığı için minnettarlıkla Allah'a şükretti.
Yaşlı adamla yaşadığı deneyim, bir imtihanın ne zaman ve nereden geleceğini bilememenin bir hatırlatıcısı oldu. Belki de hayat, bazılarımız için beklenmedik sınavlarla doludur ve gerçek sevaplar, en zor anlarda ortaya çıkar.