Bereket ayı olan Ramazan ayına girmekteyiz. Tüm kötülüklerden arınmak amel defterimizi yükseltmek, kıskançlık ve hasetlikten uzak durmak için elimize geçen çok güzel ve maneviyatımızın artacağı on bir ayı sultanına büyük bir sevinç ve heyecanla merhaba diyoruz.
Öncelikle ramazan ayının önemine biraz değinmek istiyorum. Kutsal kitabımız olan Kur’an bu ayda indirilmiştir. Ramazan ayı insanları kurtuluş yoluna götüren, doğruyu yanlıştan ayıran Kuran’ın indirildiği aydır.
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi ‘de bu ay içerisindedir.
İslam’ın temel ibadeti olan oruç bu ayda farz kılınmıştır. Oruçlu insan, elinden dilinden emin olunan insandır. Nefsini terbiye eden insandır.
Ramazan ayı, insan ilişkilerinin , kaynaşmaların ve yardımlaşmaların en fazla olduğu aydır. İftar davetleri düzenlenir, hasta ziyaretleri aksatılmaz, sofralar donatılır, Kur’an okunur, güzel ahlak ve sohbet ortamları kurulur.
Komşular ziyaret edilir kimin derdi varsa yardımına koşulur, insan gün boyu aç kalarak yemek bulamayan mümin kardeşlerini işte bu ayda her daim düşünür ve onlara kucak açarlar bir tabak sıcak yemeğini esirgemezler.
Allah’ın (cc) bize bahşettiği bu ay biz Müslümanlar için çok büyük bir fırsat hep fırsatçılıktan bahsediyoruz ya onu bu ayda yapalım cennet kapısından geçebilmek için günahlarımızın bağışlanması için elimizdeki bu fırsatı iyi değerlendirelim.
Çünkü; geçen her saniye bizim aleyhimize işliyor fakat, bunu Lehimize çevirmek yine bize düşüyor. Yani uzun lafın kısası, bu ayı güze değerlendirmek bizim elimizde.
Oruç bir irade eğitimidir, iradesi zayıf insanların, olumsuz davranışlara meyletmesi daha kolaydır, insanları kötü alışkanlıklardan ve çirkin davranışlardan uzaklaştırır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v),“Ramazan ayı geldiğinde cennet kapıları açılır...” hadisini ne güzel dile getirmiş burada da anlayacağımız üzere ramazan ayı o kadar önemli ve mübarek bir aydır ki cennet kapısı açılıyor. Hepimizin Müslüman olarak tüm gayemizde bu cennet kapısından geçebilmek değil mi?
Ramazan ayı halk tarafından heyecan ve sevinçle karşılanır. Ramazan öncesi hazırlıklar yapılır, evler temizlenir, camiler teravih namazları için hazır hale getirilir, iftar için yiyecekler alınır. Zenginler zekatlarını ramazan ayında vermeye özen gösterirler.
Müslümanlar oruç ibadetinin yanında diğer birçok ibadete de yoğunlaşırlar.
Peygamberimiz (s.a.v), “Kim kötü söz ve davranışlarda bırakmamışsa onun yeme içmesini terk etmesine Allah’ın ihtiyacı yoktur.” Buradan şunu anlıyoruz ki oruç aç kalmaktan ibaret değildir.
Oruçlu insan, günde ortalama 17 saat aç kalmakla beraber birçok kötülükten, kıskançlıktan, fitnelikten, dedikodudan, zinadan uzak durmak demek yani bu insanımızın nefsine ağır gelmektedir.
Bu ayda oruç tutmaya müsait insanların tutmaması değişik gerekçeler sunması beni ayrı bir şekilde üzmektedir. Dağda 40 derece sıcağın altında açlık mücadelesini bırakmayan insanlara helal olsun, fakat evinde bir işi olmayan sırf zor geldiği için Allah’ın bu emrine uymayan insanlara da yazıklar olsun diyorum.
Herkes özgürdür herkesin kaderi kendi ellerinde onu düze çıkarmakta, eğriye götürmekte onların elinde. Benim tek isteğim, Allah kimseyi doğru yoldan ayırmasın! Her kul kendine yakışanı yapar ve herkes kendinden mesuldür.
Son olarak yazımı şunu söyleyerek konuyu kapatmak istiyorum. On bir ayın sulatanı olan oruç ayında, gönül dünyamızın zenginleşmesini ve toplumsal bütünlüğümüzün daha fazla pekişmesini istiyorum.
Rabbim, bize bu ayda nefes almayı ve onun için bir şeyler yapma imkanı verdiği için binlerce kez şükürler olsun.
Selam ve Dua ile...