Biz insanlar he şeyin değerini sonradan anladığımız gibi sağlığımızın yada sevdiklerimizin değerini de maalesef ki kaybettiğimiz zaman yada o duyguyla karşılaştığımız anda anlıyoruz. Bu durum oldukça üzücü..
Elimizdeyken varlığına alışmış, hiç gitmeyecek gibi görünür yada gözümüzde sanki hiç ayrılmayacak gibi düşünür üzerine titremez, kıymet vermeyiz.
Ne zaman ki! Onu yitirir o zaman çok önemli olur ve değerinin farkında oluruz.
Misal, hepimizde olmuştur, sevdiklerimiz yaşarken onları ne kadar çok sevdiğimizi söylemeye çekiniriz değil mi?
Özellikle anne- babamızın yani sevdiklerimizin değerini bir kaybedişle karşı kaşıya kalınca anlarız. Yan yana yaşarken yanlarında olmaktan imtina ederiz.
Ama şunu yapmayı ihmal etmeyelim onlarla birlikteyken onlara sürekli sevgi sözcükleri söyleyelim kaybedince değil yanımızdayken bunları yapalım.
En basiti her konuda bunu yapıyoruz, işimizin değerini kaybedince anlıyoruz, sevdiğimiz insanlar hasta olunca yada hastaneye düşünce anlıyoruz.
Ama önemli olan bunları sağken yapmak ve gerekli tedbirleri almaktır. Bu kısa fani dünyada kalp kırmaya gerek yok , huzur içinde yaşamak varken kin ve nefrete hiç gerek yok bu günlerin geri gelmeyeceğinin farkında olalım.
Elimizden kayıp gitmeden kendimize gelelim illa başımıza gelmeden harekete geçemeyin zaten başımıza gelince geriye kalan tek şey keşke diyerek büyük bir pişmanlıktır.
Neden, onları kaybetmemek için yeteri özeni göstermeyiz?
Neden, hep iş işten geçtikten sonra pişmanlık yaşarız ki?
Neden, elimizdeyken ne kadar kıymetli olduklarının hesabını yapmayız?
Neden, sevginin değeri sevgisiz kalınca anlaşılır ki , değeni anlamak için neden sıkı bir üzülmek gerekir?
Sahip olduklarımızın değerini anlamak için illa başına bir şey mi gelmeli?
Ve… daha bir sürü neden sayabilirim size. Benim sitemim sadece ona, şuna, buna değil hepimize hepimiz bu yanlışı yapıyoruz
Bugünlerde başıma gelen acı bir olayı size aktarmak istiyorum. Dayım, canımın bir parçası olan dağ gibi dayımı kaza geçirince o halde gördüğümde yaşadığım acıyı ve hüznü anlatamam onu kaybetme korkusu o kadar iğrenç bir duygu ki onu anlatmaya kelimeler yetmez.
Bir baba gibi her derdimize koşan, içinde en ufak bir kötü niyet olmayan dayımın bir an önce kalkıp dimdik yanımızda durması için hepimiz dua ediyoruz.
Şuan durumu kritik ve hayati tehlikesi sürüyor. Şuan o kadar çok keşke diyorum ki o keşkeler Allah’ın izniyle tekrarlanmayacak ben inanıyorum ki dayım sapasağlam ayağa kalkacak.
Şuan nefes alamıyoruz sanki aklımız, kalbimiz, bedenimiz, ruhumuz hepsi onunla o bunu hissedip bize bu acıyı yaşatmayacak koca yürekli dayıcım seni bekliyoruz artık kendine gel senin çok güçlü olduğunu herkes biliyor.
İşte bu noktaya gelmeden onları hiç üzmeyelim, kırmayalım onlar bizim hayattaki en değerlilerimiz.
Ya bir düşünün insanın elindeki bir eşyası kırılınca bile üzülüyorken, canınızdan, kanınızdan bir parçanın bu halde olması beni kahır ediyor.
Öncelikle başta canımız, ciğerimiz olan Dayım Ahmet Işık’a ve hastanede sevdiklerine kavuşmayı bekleyen nice hastaya Allah’tan acil şifalar diliyorum. Allah kimseyi sevdikleriyle sınamasın. (Amin)
Selam ve Dua ile..