AK Parti, 21 yıldır bu ülkeye her alanda çağ atlatmış bir partidir.
Evet evet, tam 21 yıl!
AK Parti’nin bu zaman zarfı içinde yaptığı hizmet ve eserleri yan yana dizsek Edirne’den Kars’a yol olur.
Yada bu ülkenin 21 yıl önceki halini göz önüne getirin.
Hem siyasi hem fiziki hem manevi anlamda.
Hal buyken AK Parti’ye mensup bazı insanların son zamanlarda sokaklarda çekinerek konuşması, seçim çalışmalarında ezik büzük durması normal bir durum değil!
Vatandaşın karşısında elbette mütevazı olunmalı, bu her AK Partiliye de yakışan bir durumdur. Ancak her bir AK Parti mensubunun sokaklarda başı dik bir şekilde göğsünü gererek yürümesi gerekmez mi?
Birileri bu ülke için taş üstüne taş koymadığı halde bu denli rahat konuşurken, rakamlarla sayılmayacak kadar hizmet ve eser üretmiş bir partinin mensuplarının bu davranışı bir özgüven yetersizliği değilse, nedir?
Bence bu özgüven yetersizliğinin ana sebebi, bu inanların son zamanlarda Recep Tayyip Erdoğan’ı takip etmemelerinden kaynaklanıyor.
Ne alaka diyebilirsiniz!
Ben de size soruyorum, eğer takip etmiş olsalardı şimdi sokakları inletmiş olmazlar mıydı?
Bana göre şimdiye kadar 6 genel, 4 yerel, 2 Cumhurbaşkanlığı ve 3 halk oylaması seçimlerinde zaferle ayrılan AK Parti, son zamanlarda ortaya koyduğu başarı ve hizmetlerle beraber 14 Mayıs seçimlerini çok rahat kazanacaktır.
Dile kolay tam 15 kez rakiplerinin karşısında birinci parti olarak çıkmış.
21 yıl içinde kendi rakiplerini tam 15 kez nakavt etmiş.
Tam 15 kez bu Aziz milletin desteğini almış.
Ve bu destek devam ediyor.
Şimdi gelelim 14 Mayıs’ın şifresine.
Bana göre AK Parti’nin bu seçimi kazanmasının yolu inanmakta geçiyor.
Zira bundan önceki 15 seçimde de hep böyle olmuştur.
Şimdi de böyle olacak.
Aksini düşünemiyorum bile!
Velhasıl kelam bu seçimin sonucunu belirleyecek olan AK Parti’i mensuplarıdır.
Sahadaki performansları ve seçimden zaferle çıkacaklarına dair inançlarıdır.
Bu ikisi vuku bulursa üçüncüsü kaçınılmazdır.