Yılmaz, Şubat ayında yapılan yüzde 26’lık artışın firmaları memnun etmediğini, maliyeti kurtarmadığı için piyasada birçok ilacın olmadığını belirtti. 19 Şubatta ilaç fiyatlarına yüzde 26 oranında zam geldiğini belirten Yılmaz, ‘’Euro kuru 3.40 liraya sabitlendi. Bugün Euro kuru 6.5’e doğru gidiyor. İlaç firmaları yüzde 26’lık artışa rağmen, maliyetini kurtarmadığı için yine birçok ilaç piyasada yok. İlaç ve eczacılık hizmetini sürdürebilmesi için ilaç fiyat kararnamesinin muhakkak yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bu şekilde devam ettikçe bu sıkıntı aratarak devam edecek’’ dedi.

Piyasadaki ilaç sıkıntısını değerlendiren, Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Yılmaz, ‘’19 Şubatta ilaç fiyatlarına yüzde 26 oranında zam geldi. Ve Euro kuru 3.40 liraya sabitlendi. Bugün Euro kuru 6.5’e doğru gidiyor. Bu artışa rağmen yüzde 26’lık artışa rağmen maalesef ilaç firmaları bu artıştan memnun olmadıkları için, maliyetini kurtarmadığı için yine birçok ilaç piyasada yok. Örneğin, ameliyat sonrası kan pıhtılaşmasını önlemek için kullanılan iğnelerin temininde çok güçlük çekiyoruz. Yine göz damlasından psikiyatri alanına kadar, ağır kesici ve tansiyon ilaçlarına kadar çok geniş bir skalada ilaç temininde sıkıntı yaşıyoruz. İlaç ve eczacılık hizmetini sürdürebilmesi için ilaç fiyat kararnamesinin muhakkak yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bu şekilde devam ettikçe bu sıkıntı aratarak devam edecek’’ dedi.

Fiyat farkları gittikçe artmaya başladı

İlaç fiyatlarının artmasından sonra hastaların birçok ilaca ödedikleri ilaç fiyat farklarının gittikçe artmaya başladığını belirten Yılmaz, ‘’Daha önce eczanelerde çok az para ödeyen hastalar artık 19 Şubattan sonra çok daha büyük bir fiyat farkıyla karşılaşmaya başladılar. Bu da hastaları rahatsız etmeye başladı. Eczacılar olarak zaman zaman hastalar ile tartışmak zorunda kalıyoruz. Sanki biz karar vermişiz gibi tepki gösteriyorlar. Bu tamamen devletin ilaç politikasından kaynaklanıyor. Bu farkların sorumlusu eczacılar değildir. İlaç fiyat farklarının giderek artacağını öngörüyoruz. Ayrıca hastanelerde ödenen fiyat farkları da muayene ücretleri de artacak. Vatandaşların bunu bilmesi gerekiyor.

2004 yılında fiyat kararnamesi çıktı

Yılmaz, ‘’Geçen yıldan bu yıla kadar çeşitli ilaçlarda 52 defa ilaç fiyatlarında düşüş oldu. Her hafta ilaçların fiyatları düştü bu ilaç fiyat kararnamesinden dolayı. 2004 yılında bu ilaç fiyat kararnamesi çıktı. 2004 yılından bugüne kadar 832 defa ilaç fiyatları düştü. bu ilaç sanayisi için sürdürülemez bir noktaya geldi. Böyle olunca da birçok ilaç temininde güçlükler yaşanıyor. Ya enflasyon oranında bir artışa geçilmesi lazım ya da maliyete dayalı bir fiyat politikasının uygulanması lazım. Genel anlamda maliyetler arttı. Yaşanan krizden sağlık ve ilaç sektörünün etkilenmemesi mümkün değil. Devletin üzerindeki sağlık yükü gittikçe artıyor. Devlet bunu en aza indirmek için muhakkak ya muayene ücretlerini artıracak, ya ilaç fiyat farklarını artıracak ya da hastanelerin aldığı farkları daha da artıracak’’ .

Sağlık ocaklarında Hepatit B aşısı yok

Devletin zorunlu yapmak zorunda olduğu aşılardan Hepatit B sağlık ocaklarında olmadığını vurgulayan Yılmaz, ‘’Hala yok. Çok kısıtlı geliyor. Çocukların aşılama takvimi sarkıyor. Hangi aşının hangi ayda yapılacağı aşı takviminde bellidir. O aşı o dönemde yapılmak zorunda. Örneğin 4. ayda yapılması gereken bir aşı 8. ayda yapılırsa yanı etki alınmaz. Olmaz böyle bir şey. Vatandaşlar eczanelere gelip para ile almak isteğinde de bulamıyor. Geldiğimiz noktada çocuklarımız aşılanamıyor. Bugün Türkiye’de 600 eczacı ruhsatını askıya almış durumda. Artık eczacılar da bu işi döndürememeye başladı. Sürekli vade ile işi döndürmeye çalışıyoruz. Ama dönüp baktığımızda giderleri karşılayacak geliri elde edemiyorsunuz. Bu nedenle biran önce ilaç fiyat kararnamesinin düzenlenmesi, eczacı kar oranlarının düzenlenmesi öncelik arz ediyor.

Devletin yerli ilaç sanayisini desteklemesi lazım

Yılmaz, ‘’Devletin yerli ilaç sanayisini desteklemesi lazım. Reçetelere etken madde yazılmasını istiyoruz. Reçetelere etken madde yazılsın ki biz yerli ilaç verelim. Yani reçetelere ilaç adı değil etken madde yazılsın. İlacın ismi değil içerisindeki etken madde iyileştirir. Ayrıca yerli ilaç sanayisini destekleyecek birtakım politikalar geliştirilmesi lazım. Teşvikler olması lazım. Yerli ilaç sanayisine yatırım yapmak isteyen yatırımcılara teşvikler verilmeli. Biz bunu yaparsak ithal ilaca verdiğimiz paradan fazlasıyla çıkartırız. O yüzden yerli ilaç sanayisini muhakkak desteklememiz gerekiyor’’ dedi.

Türkiye’de satılan ilaçların yüzde 54’ünün ithal ilaç olduğunu söyleyen Yılmaz, ‘’Kutu bazında bu oran daha yüksek. geçmişe baktığımızda bu oran yüzde 70’e 30 yerli ilaç lehineydi. Bu oran azala azala Türkiye ilaç sanayisi ithal ilaç pazarına dönüştü. Bunu düzeltmek yine devlet politikalarıyla, sağlık politikasıyla olabilir. Biz eczacılar olarak pahalı ilaç istemiyoruz. Biz ilaca zam yapılmasını da istemiyoruz. Biz ilaç ucuz olsun ve bulunsun istiyoruz’’ ifadelerini kullandı.

BAHRİ UÇAR