Gönlümüze huzur, evimize şeref, dünyamıza umut verdin.

Kirlendi insanlık, temizlemeye mi geldin yoksa?

Ne iyi ettin!

Zira insanlar acımasızlar, zalimler, hırslılar, rüşvetçiler, futursuzlar, hırsızlar, zaniler, kayırmacılar.

Hırsıza değil, ifşa edene; zaniye değil, uyarana kızarlar.

Haksıza değil, mazluma efelenirler.

Hesabı düşünmez, mahşeri unuturlar.

Güç zehirlenmesi ile sarhoş mu sarhoşlar.

Kendilerini de bir gün sigaya çekecek Molla Kasım' dan bi-haberler.

Bomba yağdırırlar, Harem-i kirletirler, Kudüs'ün huzurunu bozarlar.

Elçiliklerini taşır, yeni elçi köleler bulurlar.

Her gücün üstünde bir güç olduğunu bilmezler, düşünmezler.

 

Hoş geldin ya şehri Ramazan!

Senin manevi ikliminde fetahlamak ne güzel.

Kaybolduğumuzda kendimizi sende bulmak ne güzel.

Sahurunla, ağız kokunla, iftarınla, teravihinle, mukabelenle ne güzelsin.

Eğer sen ve senin arkadaşların olmasa biz bu çukur dünyadan nasıl yükselirdik semaya?

Bizi yaratana doğru nasıl bir yol bulabilirdik?

Kirlenip yok olmaktan nasıl kurtulurduk?

 

Hoş geldin ya şehri Ramazan!

Temizle bizi bütün kirlerden, çürümüşlükten, gafletten.

Lakin biliyorum ki senin elinde de sihirli bir değnek yok. Senin mıknatısın odun ve kütükleri çekmez bilirim.

Sen sana gönlünü açana huzur verir, seninle temizlenmek isteyeni temizler, sana tututanı tutar, seni yücelteni yükseltirsin.

 

Hoş geldin ya şehri Ramazan!

İşte bir kez daha geldin, yine geldin, yeniden geldin, iyi ki geldin.

Bir ay gibi doğdun üstümüze, yüreğimize.

Esenlikli bir güven iklimine gark ettin bizi.

Bütün sıkıntılarımızı yok ettin.

Başında rahmet var, ortanda mağfiret, sonunda cehennemden azad olma beratıyla.

 

Filistin'e hoş geldin, Suriye' ye hoş geldin. Türkistan'a hoş geldin, Afganistan' a, Pakistan' a hoş geldin.

Mazlum coğrafyaların umudu hoş geldin,

Gazze şehitlerinin bembeyaz kefeni hoş geldin!

Hoş geldin ekmek bulamayanın ekmeği,

Kamplardaki sıkıcı yaşamın neşesi,

Gurbette yaşayanın sılası, sıladakinin misafiri.

Buruk yüreklerin ilacı hoşgeldin.

 

Hoşgeldin ya şehri Ramazan!

Şimdi sana bıraktım kendimi:

Sarıl,

yoğur,

evir,

dönüştür,

başkalaştır,

dönüştür,

kaybet,

buldur...

 

Selam ve dua ile.