Mahşerde bir kul çağrılır, "amel defterine bakıyoruz da yeterince ibadet ve taatinin olmadığını görülüyor, neden yeterince ibadet etmedin?" diye sorulur. Kul, "Rabbim beni çok fakir yarattı, rızkımı aramaktan Onu arayamadım" der. Huzura İsa (as) çağrılır. Söyle bakalım ey İsa dünyada ahvalin nasıldı? İsa(as), "benim tuğla bir yastıktan ve abdest alacak ırbıktan başka bir sermayem yoktu, yiyeceklerimin büyük bir kısmı doğadaki otlardı" der.
Başka bir kula da aynısı soru sorulur. "Rabbim beni çok zengin yarattı, mallarımı yönetmekle meşgul olmaktan kulluğa yönelmeye fırsat bulamadım" der. Huzura Süleyman (as) çağrılır, ahvali sorulur. O, "şarktan-garba sahip olduğum varlığımı saymakla bitiremem" diye cevap verir.
Başka bir kul çağrılır, ona da amel defterinin zayıflığı sorulur. O da, "ben çok hastaydım, şifa peşinden koşmaktan vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım" der. Huzura Eyüp (as) çağrılır, ona dünyadaki ahvali sorulur. O da yaralarından ve kaybettiği sağlığından söz etti uzun uzun.
Ne kullar ürettikleri bahanelerden dolayı mahcup oldu, ne de oradaki diğer kullar üretmeyi düşündükleri bahanelerden vazgeçti.
Nerden biliyorsunuz diyorsanız, insana; her şey, bütün ayrıntılarıyla ve ayan beyan açıklanmışken, "dünyadaki takındığı tavırdan" cevabını verebiliriz sanırım.
O halde hayatımızdaki kayıp ve eksilmelerden dolayı nankörlerin gösterdiği reflekslerden uzaklaşalım.
Hem Allah, "sizden bazen mallarınızdan, nefislerinizden, semerelerinizden eksiltmemiz sizi imtihan etmek içindir" demiyor mu?
Zira Allah' ın mülkü sınırsız ve tükenmezdir. Biz; kendi dünyamızda, bize verilen veya verilmeyen ve bizden alınanlarla imtihan olup dururuz.
Bütün mesele bu! Gerisine kafamızı yormayalım.
...
Allah ın sık sık tekrar ettiği ayetlerden biridir, "siz Nimetlerimizi saymakla bitiremezsiniz" ayeti. Evet, Onun nimetlerini, kullarının ise nankörlüklerini saymakla bitiremiyoruz.
Bazen elimizde olmayanı gündeme getirerek bazen de elimizdeki küçümseyerek düşüveriyoruz nankörlük çukuruna.
Bize ufacık iyiliği dokunanlara defalarca teşekkür ederiz de, her şeyimizi borçlu olduğumuz Rabbimize teşekkür etmede cimri davranırız. Bize maaş veren patronumuz için tüm günümüzü veririz de her şeyimizi veren Rabbimize azıcık zaman ayıramayız.
Klasik olacak ama gözlük parayla göz bedava, ayakkabı parayla ayak bedava, saat parayla kol bedava, şapka parayla baş bedava, tüp parayla hava bedava...
Selam ve dua ile.