Darp olayının ardından kalp krizi geçiren Aygüler, hastaneye kaldırılmıştı. Eğitimde yaşanan şiddet olayını protesto için Eğitim Sendikaları bugün Dilek Konukoğlu Ortaokulu önünde eylem gerçekleştirdi.
Eyleme EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Bekir Avan, Eğitim –İş Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat, Eğitim Bir –Sen Şube Başkanvekili Nurullah Tekataş, Gaziantep- Kilis Tabip Odası Başkanı Dr. Doğan Eroğulları, öğretmenler ve sendika paydaşları katıldı.
“BİRÇOK KESİMİNİN SORUMLULUĞU VARDIR”
Eylemde açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Yıllardır eğitim emekçilerine yönelik itibarsızlaştırma söylem ve yaklaşımları ile emeğimizin değersizleştirildiği ve yok sayıldığı koşullarda çok sayıda eğitim emekçisi görev yaparken şiddetin hedefi haline gelmektedir. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde şiddet olgusu ile karşı karşıyayız. Çok sayıdaki eğitim ve bilim emekçisi, uzun süredir okulları da sarmalamış olan şiddetin hedefi haline gelmiştir. Öncelikle bilinmelidir ki, okullarımızın sık sık şiddetin yaşanmasında başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere iktidarın, bürokrasinin ve medya kurumları ile toplumun birçok kesiminin sorumluluğu vardır” dedi.
Eğitim-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı’nın açıklaması şu şekilde:
“Öğrencilerine ve eğitime emeğini adamış olan bir çok meslektaşımız, okulunda şiddete maruz kalma tehlikesi ile karşı karşıyadır. 6 Ocak pazartesi günü Dilek Konukoğlu Orta Okulu’nda müdür yardımcısı olarak görev yapan arkadaşımız Mehmet Emin AYGÜLER bir öğrencinin derse telefonla girmesini engellediği gerekçesi ile abisi tarafından saldırıya uğramıştır. Karakoldaki adli işlemlerin bitiminden sonra, öğretmen arkadaşımız bu saldırının etkisiyle, yaşadığı yoğun stres, gerginlik nedeniyle kalp krizi geçirerek hastanede yoğun bakıma alınmıştır. Bunun derin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Önceki dönemlerde de eğitim emekçilerine dönük saldırılarda olduğu gibi; esas neden ne basit bir öfke krizi, ne öğrenci sorunları ne de velinin geliştirdiği gerekçelerdir. Eğitimde yaşanan saldırı ve şiddetin esas nedeni, bugüne kadar eğitim emekçilerine ve eğitimin itibarsızlaştırılmasına yönelik yapılan açıklamalar, eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenlerin gösterilmesidir.
CİMER ve benzeri uygulamaların eğitim emekçilerine karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur.
Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında eğitim emekçilerini hedef alan benzer şekillerdeki şiddet olaylarının devam ediyor olmasından dolayı, şiddetin esas nedenlerinin ortaya çıkarılmasını ve eğitim kurumlarında eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını zorunlu kılmaktadır Okulda şiddet olaylarının son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.
Okullarda yaşanan şiddetin ve eğitim emekçilerine yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta eğitim emekçilerini hedef haline getiren politika ve uygulamalardan vazgeçilmesinden geçmektedir.
Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı oluşturulmalıdır. Eğitim emekçilerine yönelik şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için başta eğitim sendikaları olmak üzere, tüm demokratik kamuoyunu birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Gaziantep’teki eğitim sendikaları olarak Mehmet Emin AYGÜLER öğretmenimiz başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına bir kez daha geçmiş olsun diyor, eğitimde ve eğitim emekçilerine karşı yaşanan şiddetin sona ermesi ve can güvenliğimizin sağlanması konusunda gerek MEB, gerekse TBMM nezdinde gerekli yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılmasını istiyoruz.
Saldırı ve şiddete uğrayan arkadaşlarımızın yanında olmaya ve hukuki süreçlerinin takipçisi olmaya devam edeceğiz.”
“OKULLAR, ŞİDDET EYLEMLERİNİN MEKÂNI OLMUŞTUR”
Eylemde açıklamalarda bulunan Eğitim İş Gaziantep Şube Başkanı Ali Arpat, “Uluslararası anlaşmalar ile dünyanın en güvenli mekânları olması gereken okullar, Türkiye’de şiddet eylemlerinin mekânı olmuştur. Eğitim emekçilerinin fiziksel ya da sözlü saldırıya uğradığı, tehdit edildiğini anlatan haberler ne yazık ki çözüm üretmeyen yöneticilerin basiretsizliği nedeniyle gazete sayfalarının rutini haline gelmiştir. Bir ülke için utanç verici olan bu olay, bu okulda Pazartesi gerçekleşmiştir. Bir öğretmenimiz, okul içerisinde bir öğrenci velisi tarafından darp edilmiştir, buna bağlı olarak kalp krizi geçirmiştir. Öğretmenimize acil şifalar diliyoruz. Eğitim-İş olarak bu ve benzeri vakaları biz organize suç olarak görüyoruz. Bu vakaların sıklıkla yaşanmasının nedenlerinden birisi: Yöneticilerin eğitim emekçisinin toplumdaki itibarını zedelemesi. Diğer temel neden ise okullardaki güvenlik sorununun görmezden gelinmesi ve böyle olaylara karşı caydırıcı yaptırımların uygulanmamasıdır. Bir suç cezasız bırakılıyorsa dolaylı bir teşviktir.”
ÇÖZÜM OKULLARI ŞİDDETTEN ARINDIRMAK
Toplumsal şiddetin tek çözümünün eğitim olduğunu söyleyen Arpat, “Öğretmenlerin okula can korkusuyla girmesine yol açan şartlar, onun emeğini küçümseyen, uzmanlığını görmezden gelen, geçinemiyor olduğunu umursamayan bir yönetim zihniyeti tarafından yaratılmıştır. Bugün herkesin şikayetçi olduğu artan toplumsal şiddet olaylarının tek reçetesi eğitimdir ve bu eğitimin verileceği okulları şiddetten arındırmak çözümün olmazsa olmazıdır. Okul, şiddetin baş göstereceği değil son bulacağı yerdir. Sendikası, fikri, duruşu ne olursa olsun hiçbir eğitim emekçisinin şiddetine sessiz kalmayız! Darp edilen öğretmenimizin yanındayız. Bu vahim olaya dair başlatılan soruşturmanın takipçisiyiz. Dünyada başöğretmen unvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim emekçileri için göz göre göre cehenneme dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz. Buradayız” ifadelerine yer verdi.