Şeytanların zincire vurulduğu,
Sevapların binlerle çarpıldığı,
Yoksulların yüzünün güldüğü,
Gözü kapıda umutla bekleyen mazlumların sevindiği,
Ağızların Kur'an'la, yüreklerin duayla, midelerin oruçla buluştuğu mübarek ay.
Sahuru ile, iftarı ile, davulcusuyla, orta oyunu ile her yaştan, herkesin sevgilisi olan kutluay. Hoş geldin!
Yine güzellikler, iyilikler, umutlar getirdin bize, Yürekler seninle mutlu olsun,
Gözlerde umutlar seninle var olsun,
Minarelerden yükselen mahyalar gibi dünyanın üzerine bir güneş gibi doğ!
Senin tanımayanları, sana saygı duymayanları bile sarıp sarmala.
Kuşat,
Donat.
Ve insanların birbirlerine gülümsemelerini, hoşgörü ile yaklaşmalarını, kavga etmemelerini getir heybende.
Yetimler için baba, fakirler için sofra, gurbettekiler için yâr, sıladakiler için diyar ol!
Bu ay hayatlarımız senin merkezinde dönüp dolansın.
Gündemimizde sen ol.
Öyle bir konuşalım ki seni, ne virüsler ne dünyalık ihtiraslar, ne zalimler takılsın dilimize...
Mazlum coğrafyaların umudu hoş geldin,
Gazze şehitlerinin bembeyaz kefeni hoş geldin!
Hoş geldin ekmek bulamayanın ekmeği,
Kamplardaki sıkıcı yaşamın neşesi,
Gurbette yaşayanın sılası, sıladakinin misafiri.
Buruk yüreklerin ilacı hoşgeldin.
Hoşgeldin ya şehri Ramazan!
Şimdi sana bıraktık kendimizi:
Tut bizi,
El ver,
Sarıl,
yoğur,
evir,
dönüştür,
başkalaştır,
dönüştür,
kaybet,
buldur...
Selam ve dua ile.