Türkiye seçim kararı aldıktan sonra döviz kurlarında yaklaşık yüzde 20 civarında yükseliş oldu. Bu rakam yılbaşından beri yüzde 30 civarlarını buldu.

Bu yükselişte farklı görüşler, farklı söylentiler gündeme taşındı. Bu söylentilerin başında, uluslararası piyasalarda doların yükselişinin ülkemizde de etkisi olduğu ve dövizin artışının başlıca sebebinin bu olduğu söylendi.

Fakat Ekonomistlere göre dünyada’ ki döviz yükselişinin ülkemize etkisi yüzde 5 ila 8 oranında yansıması gerekirken yüzde 20 civarı fazla yükselişinin sebebi aranması gerekiyor. 

Çarşamba günü dövizin yükselmesi neticesinde sadece bir günde Türk lirasının değer kaybı yüzde 5’leri buldu.

Gün boyu gözler merkez bankasından bir hamle bekledi. Fakat piyasaların kapanmasına yakın merkez bankası toplantı kararı aldı ve piyasaların kapanmasından sonra aldıkları kararı açıkladılar.

Alınan kararlara baktığımızda somut olarak sadece faizin artırılması kararının çıktığını görüyoruz.

Merkez bankası bu kararı almak için neden bu kadar bekledi. Bu toplantıyı neden daha önce yapmadığının sorgulanması gerekiyor.

TEDBİR ALINMASI LAZIM

Ekonomideki bu olumsuzlukların tekrar yaşanmaması içintedbir alınması gerekiyor. Bu spekülasyonları sadece yurt dışına bağlamak ve suçluyu dışarıda aramak mağdur olan halkı ikna etmeye yetmiyor.

Sayın cumhurbaşkanının ve AK parti yetkililerinin bunu sorgulaması gerekiyor. Seçim atmosferinde olduğumuz bu günlerde iktidar partisine oy kaybettirecek en önemli etkenin ekonomi olduğu görünüyor.

Çünkü halk soruyor. Dövizin yükselmesi sonucu temel olarak kullanılan gıda olsun araç gereç olsun zam olarak yansımayacak mı?

Maalesef fiyatlara olumsuz yansıyacak olan bu zamlar hayat pahalılığına sebep olacak ve enflasyon yükselecektir.

Yükselen enflasyon ise faizlerin daha fazla yükselmesi ve borçların artması sonucunu doğuracaktır.

MERKEZ BANKASININ GEÇ MÜDAHALESİ

Merkez bankası piyasaya erken müdahale etmeliydi. Eğer müdahale erken olsaydı, verilere göredöviz rakamları bu kadar yükselmeyecekti.

Bir de yapılan bu hataları görmeyenler var. Kurumlarımızın yaptığının doğru olduğunu söyleyerek, o kurumlara toz kondurmayanlar var.

Bu düşünceden vazgeçmeliyiz. Atalarımız dost acı söyler der. Bizler hata yapanları uygun bir dille uyararak onları doğruya yönlendirmemiz gerekiyor ki aynı hataya tekrar düşülmesin.

Türkiye’deki döviz artışının bu şekilde yükselmesi, beklentilerin çok üstünde olması, döviz borcu olanlar ve dövizle yurt dışından ürün alıp Türk lirası ile satanları zor duruma soktu.

Şu an halkımızın çoğu hem bankalara ve hem de birbirlerine döviz borçları bulunmaktadır.

Bu insanlar olumsuzluğa kapıldılar ve büyüyen bu borçları nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünmeye başladılar. 

Onlara yol göstermek, bir çıkar yol bularak halkın gönlü almak yetkililerin görevidir.

Ekonomi çok önemlidir. Düzeltilmesi için yoğunçaba sarf edilmesi gerekiyor.Bu çabanın geç kalmaması seçim öncesi bir yol kazasına uğramamak için çok önemlidir.