Özel MMT Amerikan Hastanesi Psikologu Melisa Karataş, depresyon ile ilgili uyarılarda bulunarak, bilgiler verdi. Psikolog Melisa Karataş, kişilerin, giyinmek, yemek yemek gibi günlük ve zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için bile kendilerinde güç bulamadıklarını ifade etti. Karataş, "Depresyon; Herkeste farklılıklar gösterse de en sık rastlanan belirtileri haftalar ya da aylarca neredeyse her gün devam eden üzgün, kaygılı, ümitsizlik, karamsarlık olarak sıralanabilir. Depresyon, kişilerde çoğunlukla suçluluk, uyku sorunu, belirgin öfke ve huzursuzluk, enerji kaybı, nedeni belli olmayan fiziksel ağrılar, değersiz hissetme, çaresizlik gibi duyguları da beraberinde getirir. Depresyondaki kişiler normalde severek yaptıkları aktivitelerden zevk alamadıklarını, giyinmek, yemek yemek gibi günlük ve zorunlu ihtiyaçlarını gidermek için bile kendilerinde güç bulamadıklarını ifade ederler" dedi. 

Psikolog Karataş, her canı sıkılanın depresyonda olmadığını vurgulayarak, "Her ne kadar günlük hayatımızda moralimiz bozulduğunda ya da canımızı sıkan bir durum ile karşılaştığımızda hemen 'depresyondayım' desek de depresyon, belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilen, psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörlerin birleşiminden oluşan son derece karmaşık bir duygu durum bozukluğudur” dedi. 

Depresyona girmemek için gülümsemenin yeterli olacağını ifade eden Melisa Karataş, “Gülümsemek depresyondan çıkmak için en temel unsurlardan biridir. Çok fazla takmayın her şeyi kafanıza. Hayatınızdaki tüm problemleri çözebilecek güçte olduğunuzu bilin. Gece geç saatlere kadar oturup sabaha karşı yatıp akşamına uyanmak sizi depresyondan çıkarmak için pek de fayda sağlamaz. Bu beden sağlığını da etkiler. Eğer ruhsal ve bedensel sağlığınız yerinde olsun istiyorsanız düzenli uyumanız şart. Kendinizi bir şeylerle oyalamaya, bir şeylere vakit harcamaya çalışın. Sürekli bir şeyler düşünüp kafanızda türlü türlü olumsuz düşünceler kurmayın. Kendinizi bunlardan uzaklaştıracak bir şeyler bulun. Düzenli yapılan spor ve egzersizler beyindeki hormonların sağlıklı çalışmasını destekleyerek kişinin ruhsal bunalıma girme oranını azaltır. 30 - 45 dakika yapılan egzersizler sizi bedenen ve ruhen daha iyi hissettirecektir. Vücut kendisini iyi hissedince bu zihne ve duygulara da yansır” ifadelerini kullandı. 

Depresyona girenler fazla yemek yiyor 

Özel MMT Amerikan Hastanesi Diyetisyeni Merve Gül Kalkan ise depresyonda insanların daha fazla yemek yediklerini söyledi. Stresli durumlarda insanların rahatlamak istedikleri için besinler tükettiklerini dile getiren Kalkan, “Stresli zamanlarda insanlar genellikle kendini aşırı yemek yemeye verir. Stres durumunda bireyin hızla rahatlamasını sağlayan besinler aradığı doğrudur. Bu durumda tercih edilen besinler genelde aşırı yağlı, basit karbonhidrat içeren sağlıksız yiyecekler olur. Biz bu besinlerin bizi o an için rahatlattığını düşünürüz ama yapılan bazı çalışmalar şunu gösteriyor ki aşırı yağlı, basit karbonhidrat içeriği yüksek besinlerin tüketilmesi kişide depresyon veya anksiyete gibi duygu durum bozuklukları görülme riskini arttırıyor" şeklinde konuştu. 
Kendisine en çok depresyondayken nasıl beslenilmesi konusunda sorular aldığını belirten Diyetisyen Merve Gül Kalkan, "Tam tahıllı ürünler, sebze, meyve tüketimi arttıkça depresyona yakalanma olasılığınız giderek azalmaktadır. Her öğününüzde muhakkak sebzeler olsun, yemeklerin aralarında size uygun miktarlarda her renk meyvelerden tüketin. Omega 3 yağ asitleri depresyonda meydana gelen inflamatuvar süreçlerin etkisini anti-inflamatuvar etkisiyle yok edebilecek kapasiteye sahiptir. Yani şuanda da balığın en lezzetli olduğu aylardayken haftada 1-2 gün balık tüketmeyi ihmal etmeyin. Kuruyemişlerin depresyonu ve onun belirtilerini azalttığına dair çalışmalar mevcuttur yani her gün size uygun miktarlarda her çeşit yağlı tohumlardan tüketmeye özen gösterin. Anti-stres vitamin olarak da bilinen C vitaminini beslenmenizden eksik etmeyin yani turunçgiller, çilek, domates, kivi, yeşil yapraklı sebzeler, yeşilbiber, maydanoz yemeklerinizde bol bol bulunsun. Her gün 10 bin adım diyoruz. Çünkü yapılan araştırmalar fiziksel aktiviteleri artırmanın kas yapısını, kalbi ve nefes alıp vermeyi geliştirdiğini, kemikleri güçlendirdiğini ve hipertansiyon, kalp krizi, felç, diyabet, depresyon ve bazı kanser türlerine yakalanma riskini de düşürdüğünü gösteriyor" diye konuştu. 

İHA